Selected
                        Original Text
                        
                    
                
                    
                        Suleyman Ates
                        
                        
                        
                    
                
                Abdullah Yusuf Ali
Abdul Majid Daryabadi
Abul Ala Maududi
Ahmed Ali
Ahmed Raza Khan
A. J. Arberry
Ali Quli Qarai
Hasan al-Fatih Qaribullah and Ahmad Darwish
Mohammad Habib Shakir
Mohammed Marmaduke William Pickthall
Muhammad Sarwar
Muhammad Taqi-ud-Din al-Hilali and Muhammad Muhsin Khan
Safi-ur-Rahman al-Mubarakpuri
Saheeh International
Talal Itani
Transliteration
Wahiduddin Khan
                    بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
                
                
                    In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.
                
            
                    96:1
                    ٱقْرَأْ بِٱسْمِ رَبِّكَ ٱلَّذِى خَلَقَ
                
                
                
                
                
                    96:1
                    Yaratan Rabbinin adıyle oku.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:2
                    خَلَقَ ٱلْإِنسَـٰنَ مِنْ عَلَقٍ
                
                
                
                
                
                    96:2
                    O, insanı alaktan (embriyodan) yarattı.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:3
                    ٱقْرَأْ وَرَبُّكَ ٱلْأَكْرَمُ
                
                
                
                
                
                    96:3
                    Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:4
                    ٱلَّذِى عَلَّمَ بِٱلْقَلَمِ
                
                
                
                
                
                    96:4
                    O ki kalemle (yazmayı) öğretti.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:5
                    عَلَّمَ ٱلْإِنسَـٰنَ مَا لَمْ يَعْلَمْ
                
                
                
                
                
                    96:5
                    İnsana bilmediğini öğretti.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:6
                    كَلَّآ إِنَّ ٱلْإِنسَـٰنَ لَيَطْغَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    96:6
                    Hayır, (Rabbinin bu kadar iyiliğine rağmen yine) insan azar;  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:7
                    أَن رَّءَاهُ ٱسْتَغْنَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    96:7
                    Kendini zengin (kendine yeterli) gördüğü için,  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:8
                    إِنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلرُّجْعَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    96:8
                    Ama dönüş Rabbinedir (O'nun huzurunda bu azgınlığının hesabını verecektir).  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:9
                    أَرَءَيْتَ ٱلَّذِى يَنْهَىٰ
                
                
                
                
                
                    96:9
                    Gördün mü şu men'edeni?  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:10
                    عَبْدًا إِذَا صَلَّىٰٓ
                
                
                
                
                
                    96:10
                    Namaz kılarken bir kulu (namazdan)?  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:11
                    أَرَءَيْتَ إِن كَانَ عَلَى ٱلْهُدَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    96:11
                    Gördün mü, ya o (kul) doğru yolda olur,  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:12
                    أَوْ أَمَرَ بِٱلتَّقْوَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    96:12
                    Yahut kötülüklerden korunmayı emrederse?  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:13
                    أَرَءَيْتَ إِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰٓ
                
                
                
                
                
                    96:13
                    Gördün mü, ya bu (adam, hakkı) yalanlar yüz çevirirse? (O zaman bu yaptığı kendisi için iyi mi olur?)  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:14
                    أَلَمْ يَعْلَم بِأَنَّ ٱللَّهَ يَرَىٰ
                
                
                
                
                
                    96:14
                    Allah'ın (daima kendisini) gördüğünü bilmedi mi (o)?  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:15
                    كَلَّا لَئِن لَّمْ يَنتَهِ لَنَسْفَعًۢا بِٱلنَّاصِيَةِ
                
                
                
                
                
                    96:15
                    Hayır, (olmaz böyle şey), eğer bundan vazgeçmezse (onu) perçem(in)den yakalar(ateşe sürükler)iz,  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:16
                    نَاصِيَةٍ كَـٰذِبَةٍ خَاطِئَةٍ
                
                
                
                
                
                    96:16
                    O yalancı, günahkar perçem(den)!  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:17
                    فَلْيَدْعُ نَادِيَهُۥ
                
                
                
                
                
                    96:17
                    O zaman (o gitsin) de meclisini (adamlarını) çağırsın.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:18
                    سَنَدْعُ ٱلزَّبَانِيَةَ
                
                
                
                
                
                    96:18
                    Biz de zebanileri çağıracağız.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    96:19
                    كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَٱسْجُدْ وَٱقْتَرِب ۩
                
                
                
                
                
                    96:19
                    Hayır, ona boyun eğme; (Rabbine) secde et ve yaklaş!  - Suleyman Ates (Turkish)