Selected

Original Text
Alİ Bulaç

Available Translations

90 Al-Balad ٱلْبَلَد

< Previous   20 Āyah   The City      Next >  

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.

90:1 لَآ أُقْسِمُ بِهَـٰذَا ٱلْبَلَدِ
90:1 Hayır; bu şehre yemin ederim, - Alİ Bulaç (Turkish)

90:2 وَأَنتَ حِلٌّۢ بِهَـٰذَا ٱلْبَلَدِ
90:2 Ki sen, bu şehirde oturmakta iken, - Alİ Bulaç (Turkish)

90:3 وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَ
90:3 Babaya ve doğan-çocuğa da. - Alİ Bulaç (Turkish)

90:4 لَقَدْ خَلَقْنَا ٱلْإِنسَـٰنَ فِى كَبَدٍ
90:4 Andolsun, Biz insanı bir zorluk içinde yarattık. - Alİ Bulaç (Turkish)

90:5 أَيَحْسَبُ أَن لَّن يَقْدِرَ عَلَيْهِ أَحَدٌ
90:5 O, hiç kimsenin kendisine asla güç yetiremeyeceğini mi sanıyor? - Alİ Bulaç (Turkish)

90:6 يَقُولُ أَهْلَكْتُ مَالًا لُّبَدًا
90:6 O: "Yığınla mal tüketip-yok ettim" diyor. - Alİ Bulaç (Turkish)

90:7 أَيَحْسَبُ أَن لَّمْ يَرَهُۥٓ أَحَدٌ
90:7 Kendisini hiç kimsenin görmediğini mi sanıyor? - Alİ Bulaç (Turkish)

90:8 أَلَمْ نَجْعَل لَّهُۥ عَيْنَيْنِ
90:8 Biz ona iki göz vermedik mi? - Alİ Bulaç (Turkish)

90:9 وَلِسَانًا وَشَفَتَيْنِ
90:9 Bir dil ve iki dudak? - Alİ Bulaç (Turkish)

90:10 وَهَدَيْنَـٰهُ ٱلنَّجْدَيْنِ
90:10 Biz ona 'iki yol-iki amaç' gösterdik. - Alİ Bulaç (Turkish)

90:11 فَلَا ٱقْتَحَمَ ٱلْعَقَبَةَ
90:11 Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi. - Alİ Bulaç (Turkish)

90:12 وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا ٱلْعَقَبَةُ
90:12 Sarp yokuşun ne olduğunu sana öğreten nedir? - Alİ Bulaç (Turkish)

90:13 فَكُّ رَقَبَةٍ
90:13 Bir boynu çözmek (bir köleye özgürlük vermek)tir; - Alİ Bulaç (Turkish)

90:14 أَوْ إِطْعَـٰمٌ فِى يَوْمٍ ذِى مَسْغَبَةٍ
90:14 Ya da açlık gününde doyurmaktır, - Alİ Bulaç (Turkish)

90:15 يَتِيمًا ذَا مَقْرَبَةٍ
90:15 Yakın olan bir yetimi, - Alİ Bulaç (Turkish)

90:16 أَوْ مِسْكِينًا ذَا مَتْرَبَةٍ
90:16 Veya sürünen bir yoksulu. - Alİ Bulaç (Turkish)

90:17 ثُمَّ كَانَ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَتَوَاصَوْا۟ بِٱلصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا۟ بِٱلْمَرْحَمَةِ
90:17 Sonra iman edenlerden, sabrı birbirlerine tavsiye edenlerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak. - Alİ Bulaç (Turkish)

90:18 أُو۟لَـٰٓئِكَ أَصْحَـٰبُ ٱلْمَيْمَنَةِ
90:18 İşte bunlar, sağ yanın adamlarıdır (Ashab-ı Meymene). - Alİ Bulaç (Turkish)

90:19 وَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِـَٔايَـٰتِنَا هُمْ أَصْحَـٰبُ ٱلْمَشْـَٔمَةِ
90:19 Ayetlerimizi inkar edenler ise, sol yanın adamlarıdır (Ashab-ı Meş'eme). - Alİ Bulaç (Turkish)

90:20 عَلَيْهِمْ نَارٌ مُّؤْصَدَةٌۢ
90:20 "Kapıları kilitlenmiş" bir ateş onların üzerinedir. - Alİ Bulaç (Turkish)