Selected
Original Text
Suat Yildirim
Abdullah Yusuf Ali
Abdul Majid Daryabadi
Abul Ala Maududi
Ahmed Ali
Ahmed Raza Khan
A. J. Arberry
Ali Quli Qarai
Hasan al-Fatih Qaribullah and Ahmad Darwish
Mohammad Habib Shakir
Mohammed Marmaduke William Pickthall
Muhammad Sarwar
Muhammad Taqi-ud-Din al-Hilali and Muhammad Muhsin Khan
Safi-ur-Rahman al-Mubarakpuri
Saheeh International
Talal Itani
Transliteration
Wahiduddin Khan
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.
70:1
سَأَلَ سَآئِلٌۢ بِعَذَابٍ وَاقِعٍ
70:1
Biri çıkıp gelecek azabı sordu. [22,47; 38,16] - Suat Yildirim (Turkish)
70:2
لِّلْكَـٰفِرِينَ لَيْسَ لَهُۥ دَافِعٌ
70:2
O azap ki onu, kâfirlerden uzaklaştıracak hiçbir kuvvet yoktur. - Suat Yildirim (Turkish)
70:3
مِّنَ ٱللَّهِ ذِى ٱلْمَعَارِجِ
70:3
Çünkü bu azap, yüceler yücesi Allah'tan gelecektir. - Suat Yildirim (Turkish)
70:4
تَعْرُجُ ٱلْمَلَـٰٓئِكَةُ وَٱلرُّوحُ إِلَيْهِ فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُۥ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ
70:4
Melekler ve Rûh, O'nun Arş’ına; miktarı ellibin sene olan bir günde yükselirler. [32,5; 22,47] - Suat Yildirim (Turkish)
70:5
فَٱصْبِرْ صَبْرًا جَمِيلًا
70:5
O halde sen, müşriklerin eziyetlerine güzelce sabret. Çünkü azabın inmesi yaklaşmaktadır. - Suat Yildirim (Turkish)
70:6
إِنَّهُمْ يَرَوْنَهُۥ بَعِيدًا
70:6
Onlar, o günü çok uzakta zannediyorlar, ama Biz yakın olduğunu biliyoruz. - Suat Yildirim (Turkish)
70:7
وَنَرَىٰهُ قَرِيبًا
70:7
Onlar, o günü çok uzakta zannediyorlar, ama Biz yakın olduğunu biliyoruz. - Suat Yildirim (Turkish)
70:8
يَوْمَ تَكُونُ ٱلسَّمَآءُ كَٱلْمُهْلِ
70:8
O gün gök erimiş maden gibi olur, - Suat Yildirim (Turkish)
70:9
وَتَكُونُ ٱلْجِبَالُ كَٱلْعِهْنِ
70:9
Dağlar ise atılmış rengârenk yüne döner. [101,5] - Suat Yildirim (Turkish)
70:10
وَلَا يَسْـَٔلُ حَمِيمٌ حَمِيمًا
70:10
Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz.Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini,kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister. [31,33; 40,18; 23,101; 80,34-37] - Suat Yildirim (Turkish)
70:11
يُبَصَّرُونَهُمْ ۚ يَوَدُّ ٱلْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِى مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍۭ بِبَنِيهِ
70:11
Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz.Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini,kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister. [31,33; 40,18; 23,101; 80,34-37] - Suat Yildirim (Turkish)
70:12
وَصَـٰحِبَتِهِۦ وَأَخِيهِ
70:12
Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz.Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini,kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister. [31,33; 40,18; 23,101; 80,34-37] - Suat Yildirim (Turkish)
70:13
وَفَصِيلَتِهِ ٱلَّتِى تُـْٔوِيهِ
70:13
Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz.Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini,kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister. [31,33; 40,18; 23,101; 80,34-37] - Suat Yildirim (Turkish)
70:14
وَمَن فِى ٱلْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ يُنجِيهِ
70:14
Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz.Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini,kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister. [31,33; 40,18; 23,101; 80,34-37] - Suat Yildirim (Turkish)
70:15
كَلَّآ ۖ إِنَّهَا لَظَىٰ
70:15
Lâkin ne mümkün! O cehennem alev alev yanan bir ateştir. - Suat Yildirim (Turkish)
70:16
نَزَّاعَةً لِّلشَّوَىٰ
70:16
Eli, ayağı, bütün uzuvları söküp atar. - Suat Yildirim (Turkish)
70:17
تَدْعُوا۟ مَنْ أَدْبَرَ وَتَوَلَّىٰ
70:17
İmana sırtını dönüp haktan yüz çevireni, bir de servet toplayıp yığan ve hayırda harcamayanı o ateş kendine çağırır. - Suat Yildirim (Turkish)
70:18
وَجَمَعَ فَأَوْعَىٰٓ
70:18
İmana sırtını dönüp haktan yüz çevireni, bir de servet toplayıp yığan ve hayırda harcamayanı o ateş kendine çağırır. - Suat Yildirim (Turkish)
70:19
۞ إِنَّ ٱلْإِنسَـٰنَ خُلِقَ هَلُوعًا
70:19
Gerçekten insan cimri olarak yaratılmıştır. - Suat Yildirim (Turkish)
70:20
إِذَا مَسَّهُ ٱلشَّرُّ جَزُوعًا
70:20
Başı derde düştü mü sızlanır durur. - Suat Yildirim (Turkish)
70:21
وَإِذَا مَسَّهُ ٱلْخَيْرُ مَنُوعًا
70:21
Ama servet sahibi olunca da pinti kesilir. - Suat Yildirim (Turkish)
70:22
إِلَّا ٱلْمُصَلِّينَ
70:22
Ancak namazlarını devamlı kılanlar böyle değildir. - Suat Yildirim (Turkish)
70:23
ٱلَّذِينَ هُمْ عَلَىٰ صَلَاتِهِمْ دَآئِمُونَ
70:23
Ancak namazlarını devamlı kılanlar böyle değildir. - Suat Yildirim (Turkish)
70:24
وَٱلَّذِينَ فِىٓ أَمْوَٰلِهِمْ حَقٌّ مَّعْلُومٌ
70:24
Onlar o kimselerdir ki mallarında isteyen ve yoksun olanların haklarını ayırırlar. - Suat Yildirim (Turkish)
70:25
لِّلسَّآئِلِ وَٱلْمَحْرُومِ
70:25
Onlar o kimselerdir ki mallarında isteyen ve yoksun olanların haklarını ayırırlar. - Suat Yildirim (Turkish)
70:26
وَٱلَّذِينَ يُصَدِّقُونَ بِيَوْمِ ٱلدِّينِ
70:26
Onlar hesap gününü tasdik ederler. - Suat Yildirim (Turkish)
70:27
وَٱلَّذِينَ هُم مِّنْ عَذَابِ رَبِّهِم مُّشْفِقُونَ
70:27
Onlar Rab'lerinin cezasından korkarlar. [23,57; 51,19] - Suat Yildirim (Turkish)
70:28
إِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمْ غَيْرُ مَأْمُونٍ
70:28
Çünkü Rab'lerinin azabından kimse emin olamaz. - Suat Yildirim (Turkish)
70:29
وَٱلَّذِينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَـٰفِظُونَ
70:29
Onlar edep yerlerini, eşleri ve cariyelerinden başkasından korurlar. Yalnız bunlarla münasebeti olanlar ayıplanamazlar. - Suat Yildirim (Turkish)
70:30
إِلَّا عَلَىٰٓ أَزْوَٰجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَـٰنُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ
70:30
Onlar edep yerlerini, eşleri ve cariyelerinden başkasından korurlar. Yalnız bunlarla münasebeti olanlar ayıplanamazlar. - Suat Yildirim (Turkish)
70:31
فَمَنِ ٱبْتَغَىٰ وَرَآءَ ذَٰلِكَ فَأُو۟لَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلْعَادُونَ
70:31
Ama bu sınırın ötesine geçenler haddi aşmış, zulüm işlemiş olurlar. - Suat Yildirim (Turkish)
70:32
وَٱلَّذِينَ هُمْ لِأَمَـٰنَـٰتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَٰعُونَ
70:32
Onlar üzerlerine aldıkları emanetlere ve verdikleri sözlere riayet ederler. - Suat Yildirim (Turkish)
70:33
وَٱلَّذِينَ هُم بِشَهَـٰدَٰتِهِمْ قَآئِمُونَ
70:33
Onlar şahitliklerini dürüstçe ifa ederler. - Suat Yildirim (Turkish)
70:34
وَٱلَّذِينَ هُمْ عَلَىٰ صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ
70:34
Onlar namazlarına tam dikkat ederler. - Suat Yildirim (Turkish)
70:35
أُو۟لَـٰٓئِكَ فِى جَنَّـٰتٍ مُّكْرَمُونَ
70:35
İşte bunlar cennetlerde ikrama nail olacaklar. - Suat Yildirim (Turkish)
70:36
فَمَالِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ قِبَلَكَ مُهْطِعِينَ
70:36
O kâfirlere ne oluyor ki, seninle alay etmek maksadıyla sağdan soldan dağınık gruplar halinde, boyunlarını uzatarak sana doğru koşuyorlar. - Suat Yildirim (Turkish)
70:37
عَنِ ٱلْيَمِينِ وَعَنِ ٱلشِّمَالِ عِزِينَ
70:37
O kâfirlere ne oluyor ki, seninle alay etmek maksadıyla sağdan soldan dağınık gruplar halinde, boyunlarını uzatarak sana doğru koşuyorlar. - Suat Yildirim (Turkish)
70:38
أَيَطْمَعُ كُلُّ ٱمْرِئٍ مِّنْهُمْ أَن يُدْخَلَ جَنَّةَ نَعِيمٍ
70:38
Onlardan her biri (iman etmeden) naîm cennetine yerleşmeye mi hevesleniyor? - Suat Yildirim (Turkish)
70:39
كَلَّآ ۖ إِنَّا خَلَقْنَـٰهُم مِّمَّا يَعْلَمُونَ
70:39
(Hiç heveslenmesin, hiç kimsenin öteki insanlar üzerinde böbürlenmeye hakkı olamaz). Çünkü Biz onları da, öbür insanlar gibi, o bildikleri nesneden, meniden yarattık. [77,20; 86,5-10] - Suat Yildirim (Turkish)
70:40
فَلَآ أُقْسِمُ بِرَبِّ ٱلْمَشَـٰرِقِ وَٱلْمَغَـٰرِبِ إِنَّا لَقَـٰدِرُونَ
70:40
Hayır, Allah'ın nizamı onların sandığı gibi değildir! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, Biz onların yerine kendilerinden daha hayırlı insanlar getirmeye kadiriz. Bizim elimizden kurtulan, gücümüzün yetmediği hiçbir şey yoktur. [40,57; 75,3-4; 56,60-61] - Suat Yildirim (Turkish)
70:41
عَلَىٰٓ أَن نُّبَدِّلَ خَيْرًا مِّنْهُمْ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ
70:41
Hayır, Allah'ın nizamı onların sandığı gibi değildir! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, Biz onların yerine kendilerinden daha hayırlı insanlar getirmeye kadiriz. Bizim elimizden kurtulan, gücümüzün yetmediği hiçbir şey yoktur. [40,57; 75,3-4; 56,60-61] - Suat Yildirim (Turkish)
70:42
فَذَرْهُمْ يَخُوضُوا۟ وَيَلْعَبُوا۟ حَتَّىٰ يُلَـٰقُوا۟ يَوْمَهُمُ ٱلَّذِى يُوعَدُونَ
70:42
Artık sen onları kendi hallerine bırak da, kendilerine vâd edilen gün gelinceye kadar bâtıla dalsın, oynasınlar. - Suat Yildirim (Turkish)
70:43
يَوْمَ يَخْرُجُونَ مِنَ ٱلْأَجْدَاثِ سِرَاعًا كَأَنَّهُمْ إِلَىٰ نُصُبٍ يُوفِضُونَ
70:43
O gün onlar kabirlerinden çıkıp sür'atle sanki bir hedefe varmak istercesine koşarlar. - Suat Yildirim (Turkish)
70:44
خَـٰشِعَةً أَبْصَـٰرُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ۚ ذَٰلِكَ ٱلْيَوْمُ ٱلَّذِى كَانُوا۟ يُوعَدُونَ
70:44
Gözleri yerde, kendilerini baştan aşağı bir zillet kaplamış durumdadır.İşte kendilerine vâd edilen gün, bugündür. - Suat Yildirim (Turkish)