Selected

Original Text
Suat Yildirim

Available Translations

70 Al-Ma`ārij ٱلْمَعَارِج

< Previous   44 Āyah   The Ascending Stairways      Next >  

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.

70:1 سَأَلَ سَآئِلٌۢ بِعَذَابٍ وَاقِعٍ
70:1 Biri çıkıp gelecek azabı sordu. [22,47; 38,16] - Suat Yildirim (Turkish)

70:2 لِّلْكَـٰفِرِينَ لَيْسَ لَهُۥ دَافِعٌ
70:2 O azap ki onu, kâfirlerden uzaklaştıracak hiçbir kuvvet yoktur. - Suat Yildirim (Turkish)

70:3 مِّنَ ٱللَّهِ ذِى ٱلْمَعَارِجِ
70:3 Çünkü bu azap, yüceler yücesi Allah'tan gelecektir. - Suat Yildirim (Turkish)

70:4 تَعْرُجُ ٱلْمَلَـٰٓئِكَةُ وَٱلرُّوحُ إِلَيْهِ فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُۥ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ
70:4 Melekler ve Rûh, O'nun Arş’ına; miktarı ellibin sene olan bir günde yükselirler. [32,5; 22,47] - Suat Yildirim (Turkish)

70:5 فَٱصْبِرْ صَبْرًا جَمِيلًا
70:5 O halde sen, müşriklerin eziyetlerine güzelce sabret. Çünkü azabın inmesi yaklaşmaktadır. - Suat Yildirim (Turkish)

70:6 إِنَّهُمْ يَرَوْنَهُۥ بَعِيدًا
70:6 Onlar, o günü çok uzakta zannediyorlar, ama Biz yakın olduğunu biliyoruz. - Suat Yildirim (Turkish)

70:7 وَنَرَىٰهُ قَرِيبًا
70:7 Onlar, o günü çok uzakta zannediyorlar, ama Biz yakın olduğunu biliyoruz. - Suat Yildirim (Turkish)

70:8 يَوْمَ تَكُونُ ٱلسَّمَآءُ كَٱلْمُهْلِ
70:8 O gün gök erimiş maden gibi olur, - Suat Yildirim (Turkish)

70:9 وَتَكُونُ ٱلْجِبَالُ كَٱلْعِهْنِ
70:9 Dağlar ise atılmış rengârenk yüne döner. [101,5] - Suat Yildirim (Turkish)

70:10 وَلَا يَسْـَٔلُ حَمِيمٌ حَمِيمًا
70:10 Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz.Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini,kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister. [31,33; 40,18; 23,101; 80,34-37] - Suat Yildirim (Turkish)

70:11 يُبَصَّرُونَهُمْ ۚ يَوَدُّ ٱلْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِى مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍۭ بِبَنِيهِ
70:11 Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz.Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini,kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister. [31,33; 40,18; 23,101; 80,34-37] - Suat Yildirim (Turkish)

70:12 وَصَـٰحِبَتِهِۦ وَأَخِيهِ
70:12 Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz.Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini,kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister. [31,33; 40,18; 23,101; 80,34-37] - Suat Yildirim (Turkish)

70:13 وَفَصِيلَتِهِ ٱلَّتِى تُـْٔوِيهِ
70:13 Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz.Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini,kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister. [31,33; 40,18; 23,101; 80,34-37] - Suat Yildirim (Turkish)

70:14 وَمَن فِى ٱلْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ يُنجِيهِ
70:14 Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz.Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini,kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister. [31,33; 40,18; 23,101; 80,34-37] - Suat Yildirim (Turkish)

70:15 كَلَّآ ۖ إِنَّهَا لَظَىٰ
70:15 Lâkin ne mümkün! O cehennem alev alev yanan bir ateştir. - Suat Yildirim (Turkish)

70:16 نَزَّاعَةً لِّلشَّوَىٰ
70:16 Eli, ayağı, bütün uzuvları söküp atar. - Suat Yildirim (Turkish)

70:17 تَدْعُوا۟ مَنْ أَدْبَرَ وَتَوَلَّىٰ
70:17 İmana sırtını dönüp haktan yüz çevireni, bir de servet toplayıp yığan ve hayırda harcamayanı o ateş kendine çağırır. - Suat Yildirim (Turkish)

70:18 وَجَمَعَ فَأَوْعَىٰٓ
70:18 İmana sırtını dönüp haktan yüz çevireni, bir de servet toplayıp yığan ve hayırda harcamayanı o ateş kendine çağırır. - Suat Yildirim (Turkish)

70:19 ۞ إِنَّ ٱلْإِنسَـٰنَ خُلِقَ هَلُوعًا
70:19 Gerçekten insan cimri olarak yaratılmıştır. - Suat Yildirim (Turkish)

70:20 إِذَا مَسَّهُ ٱلشَّرُّ جَزُوعًا
70:20 Başı derde düştü mü sızlanır durur. - Suat Yildirim (Turkish)

70:21 وَإِذَا مَسَّهُ ٱلْخَيْرُ مَنُوعًا
70:21 Ama servet sahibi olunca da pinti kesilir. - Suat Yildirim (Turkish)

70:22 إِلَّا ٱلْمُصَلِّينَ
70:22 Ancak namazlarını devamlı kılanlar böyle değildir. - Suat Yildirim (Turkish)

70:23 ٱلَّذِينَ هُمْ عَلَىٰ صَلَاتِهِمْ دَآئِمُونَ
70:23 Ancak namazlarını devamlı kılanlar böyle değildir. - Suat Yildirim (Turkish)

70:24 وَٱلَّذِينَ فِىٓ أَمْوَٰلِهِمْ حَقٌّ مَّعْلُومٌ
70:24 Onlar o kimselerdir ki mallarında isteyen ve yoksun olanların haklarını ayırırlar. - Suat Yildirim (Turkish)

70:25 لِّلسَّآئِلِ وَٱلْمَحْرُومِ
70:25 Onlar o kimselerdir ki mallarında isteyen ve yoksun olanların haklarını ayırırlar. - Suat Yildirim (Turkish)

70:26 وَٱلَّذِينَ يُصَدِّقُونَ بِيَوْمِ ٱلدِّينِ
70:26 Onlar hesap gününü tasdik ederler. - Suat Yildirim (Turkish)

70:27 وَٱلَّذِينَ هُم مِّنْ عَذَابِ رَبِّهِم مُّشْفِقُونَ
70:27 Onlar Rab'lerinin cezasından korkarlar. [23,57; 51,19] - Suat Yildirim (Turkish)

70:28 إِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمْ غَيْرُ مَأْمُونٍ
70:28 Çünkü Rab'lerinin azabından kimse emin olamaz. - Suat Yildirim (Turkish)

70:29 وَٱلَّذِينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَـٰفِظُونَ
70:29 Onlar edep yerlerini, eşleri ve cariyelerinden başkasından korurlar. Yalnız bunlarla münasebeti olanlar ayıplanamazlar. - Suat Yildirim (Turkish)

70:30 إِلَّا عَلَىٰٓ أَزْوَٰجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَـٰنُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ
70:30 Onlar edep yerlerini, eşleri ve cariyelerinden başkasından korurlar. Yalnız bunlarla münasebeti olanlar ayıplanamazlar. - Suat Yildirim (Turkish)

70:31 فَمَنِ ٱبْتَغَىٰ وَرَآءَ ذَٰلِكَ فَأُو۟لَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلْعَادُونَ
70:31 Ama bu sınırın ötesine geçenler haddi aşmış, zulüm işlemiş olurlar. - Suat Yildirim (Turkish)

70:32 وَٱلَّذِينَ هُمْ لِأَمَـٰنَـٰتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَٰعُونَ
70:32 Onlar üzerlerine aldıkları emanetlere ve verdikleri sözlere riayet ederler. - Suat Yildirim (Turkish)

70:33 وَٱلَّذِينَ هُم بِشَهَـٰدَٰتِهِمْ قَآئِمُونَ
70:33 Onlar şahitliklerini dürüstçe ifa ederler. - Suat Yildirim (Turkish)

70:34 وَٱلَّذِينَ هُمْ عَلَىٰ صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ
70:34 Onlar namazlarına tam dikkat ederler. - Suat Yildirim (Turkish)

70:35 أُو۟لَـٰٓئِكَ فِى جَنَّـٰتٍ مُّكْرَمُونَ
70:35 İşte bunlar cennetlerde ikrama nail olacaklar. - Suat Yildirim (Turkish)

70:36 فَمَالِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ قِبَلَكَ مُهْطِعِينَ
70:36 O kâfirlere ne oluyor ki, seninle alay etmek maksadıyla sağdan soldan dağınık gruplar halinde, boyunlarını uzatarak sana doğru koşuyorlar. - Suat Yildirim (Turkish)

70:37 عَنِ ٱلْيَمِينِ وَعَنِ ٱلشِّمَالِ عِزِينَ
70:37 O kâfirlere ne oluyor ki, seninle alay etmek maksadıyla sağdan soldan dağınık gruplar halinde, boyunlarını uzatarak sana doğru koşuyorlar. - Suat Yildirim (Turkish)

70:38 أَيَطْمَعُ كُلُّ ٱمْرِئٍ مِّنْهُمْ أَن يُدْخَلَ جَنَّةَ نَعِيمٍ
70:38 Onlardan her biri (iman etmeden) naîm cennetine yerleşmeye mi hevesleniyor? - Suat Yildirim (Turkish)

70:39 كَلَّآ ۖ إِنَّا خَلَقْنَـٰهُم مِّمَّا يَعْلَمُونَ
70:39 (Hiç heveslenmesin, hiç kimsenin öteki insanlar üzerinde böbürlenmeye hakkı olamaz). Çünkü Biz onları da, öbür insanlar gibi, o bildikleri nesneden, meniden yarattık. [77,20; 86,5-10] - Suat Yildirim (Turkish)

70:40 فَلَآ أُقْسِمُ بِرَبِّ ٱلْمَشَـٰرِقِ وَٱلْمَغَـٰرِبِ إِنَّا لَقَـٰدِرُونَ
70:40 Hayır, Allah'ın nizamı onların sandığı gibi değildir! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, Biz onların yerine kendilerinden daha hayırlı insanlar getirmeye kadiriz. Bizim elimizden kurtulan, gücümüzün yetmediği hiçbir şey yoktur. [40,57; 75,3-4; 56,60-61] - Suat Yildirim (Turkish)

70:41 عَلَىٰٓ أَن نُّبَدِّلَ خَيْرًا مِّنْهُمْ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ
70:41 Hayır, Allah'ın nizamı onların sandığı gibi değildir! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, Biz onların yerine kendilerinden daha hayırlı insanlar getirmeye kadiriz. Bizim elimizden kurtulan, gücümüzün yetmediği hiçbir şey yoktur. [40,57; 75,3-4; 56,60-61] - Suat Yildirim (Turkish)

70:42 فَذَرْهُمْ يَخُوضُوا۟ وَيَلْعَبُوا۟ حَتَّىٰ يُلَـٰقُوا۟ يَوْمَهُمُ ٱلَّذِى يُوعَدُونَ
70:42 Artık sen onları kendi hallerine bırak da, kendilerine vâd edilen gün gelinceye kadar bâtıla dalsın, oynasınlar. - Suat Yildirim (Turkish)

70:43 يَوْمَ يَخْرُجُونَ مِنَ ٱلْأَجْدَاثِ سِرَاعًا كَأَنَّهُمْ إِلَىٰ نُصُبٍ يُوفِضُونَ
70:43 O gün onlar kabirlerinden çıkıp sür'atle sanki bir hedefe varmak istercesine koşarlar. - Suat Yildirim (Turkish)

70:44 خَـٰشِعَةً أَبْصَـٰرُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ۚ ذَٰلِكَ ٱلْيَوْمُ ٱلَّذِى كَانُوا۟ يُوعَدُونَ
70:44 Gözleri yerde, kendilerini baştan aşağı bir zillet kaplamış durumdadır.İşte kendilerine vâd edilen gün, bugündür. - Suat Yildirim (Turkish)