Selected

Original Text
Edip Yüksel

Available Translations

70 Al-Ma`ārij ٱلْمَعَارِج

< Previous   44 Āyah   The Ascending Stairways      Next >  

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.

70:1 سَأَلَ سَآئِلٌۢ بِعَذَابٍ وَاقِعٍ
70:1 Sorgulayan birisi, gerçekleşecek azabı sordu. - Edip Yüksel (Turkish)

70:2 لِّلْكَـٰفِرِينَ لَيْسَ لَهُۥ دَافِعٌ
70:2 Onu inkarcılardan savacak kimse yoktur. - Edip Yüksel (Turkish)

70:3 مِّنَ ٱللَّهِ ذِى ٱلْمَعَارِجِ
70:3 Yükseliş Yollarının Sahibi olan ALLAH'tandır. - Edip Yüksel (Turkish)

70:4 تَعْرُجُ ٱلْمَلَـٰٓئِكَةُ وَٱلرُّوحُ إِلَيْهِ فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُۥ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ
70:4 Melekler ve ruh (vahiy/komutlar/Cebrail), elli bin yıla eşit bir gün içinde O'na yükselir. - Edip Yüksel (Turkish)

70:5 فَٱصْبِرْ صَبْرًا جَمِيلًا
70:5 Şimdi sen güzelce sabret. - Edip Yüksel (Turkish)

70:6 إِنَّهُمْ يَرَوْنَهُۥ بَعِيدًا
70:6 Onlar onu uzak görüyorlar. - Edip Yüksel (Turkish)

70:7 وَنَرَىٰهُ قَرِيبًا
70:7 Biz ise onu yakın görüyoruz. - Edip Yüksel (Turkish)

70:8 يَوْمَ تَكُونُ ٱلسَّمَآءُ كَٱلْمُهْلِ
70:8 Gün gelecek, gök erimiş maden gibi. - Edip Yüksel (Turkish)

70:9 وَتَكُونُ ٱلْجِبَالُ كَٱلْعِهْنِ
70:9 Dağlar ise atılmış yün gibi olur. - Edip Yüksel (Turkish)

70:10 وَلَا يَسْـَٔلُ حَمِيمٌ حَمِيمًا
70:10 Dost dostun durumunu sormaz. - Edip Yüksel (Turkish)

70:11 يُبَصَّرُونَهُمْ ۚ يَوَدُّ ٱلْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِى مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍۭ بِبَنِيهِ
70:11 Birbirlerine gösterilirler. Suçlu, o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister: Oğullarını, - Edip Yüksel (Turkish)

70:12 وَصَـٰحِبَتِهِۦ وَأَخِيهِ
70:12 Eşini, kardeşini, - Edip Yüksel (Turkish)

70:13 وَفَصِيلَتِهِ ٱلَّتِى تُـْٔوِيهِ
70:13 Kendisini yetiştiren tüm akrabalarını, - Edip Yüksel (Turkish)

70:14 وَمَن فِى ٱلْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ يُنجِيهِ
70:14 Ve yeryüzünde bulunan herkesi, ki kurtulsun. - Edip Yüksel (Turkish)

70:15 كَلَّآ ۖ إِنَّهَا لَظَىٰ
70:15 Hayır, o alevli ateştir. - Edip Yüksel (Turkish)

70:16 نَزَّاعَةً لِّلشَّوَىٰ
70:16 Yakmak için isteklidir... - Edip Yüksel (Turkish)

70:17 تَدْعُوا۟ مَنْ أَدْبَرَ وَتَوَلَّىٰ
70:17 Çağırır, sırtını dönüp gideni, - Edip Yüksel (Turkish)

70:18 وَجَمَعَ فَأَوْعَىٰٓ
70:18 Toplayıp kasaya saklayanı. - Edip Yüksel (Turkish)

70:19 ۞ إِنَّ ٱلْإِنسَـٰنَ خُلِقَ هَلُوعًا
70:19 Doğrusu insan endişeli bir karaktere sahiptir. - Edip Yüksel (Turkish)

70:20 إِذَا مَسَّهُ ٱلشَّرُّ جَزُوعًا
70:20 Kendisine kötülük dokunduğu zaman ümidini keser. - Edip Yüksel (Turkish)

70:21 وَإِذَا مَسَّهُ ٱلْخَيْرُ مَنُوعًا
70:21 Kendisine iyilik dokunduğu zaman ise cimridir. - Edip Yüksel (Turkish)

70:22 إِلَّا ٱلْمُصَلِّينَ
70:22 Ancak namaz kılanlar hariç: - Edip Yüksel (Turkish)

70:23 ٱلَّذِينَ هُمْ عَلَىٰ صَلَاتِهِمْ دَآئِمُونَ
70:23 Onlar ki namazlarını kaçırmazlar; - Edip Yüksel (Turkish)

70:24 وَٱلَّذِينَ فِىٓ أَمْوَٰلِهِمْ حَقٌّ مَّعْلُومٌ
70:24 Paralarında bilinen bir pay (zekat) ayrılmıştır, - Edip Yüksel (Turkish)

70:25 لِّلسَّآئِلِ وَٱلْمَحْرُومِ
70:25 İsteyen yoksula ve yoksuna... - Edip Yüksel (Turkish)

70:26 وَٱلَّذِينَ يُصَدِّقُونَ بِيَوْمِ ٱلدِّينِ
70:26 Onlar Din Gününü doğrularlar; - Edip Yüksel (Turkish)

70:27 وَٱلَّذِينَ هُم مِّنْ عَذَابِ رَبِّهِم مُّشْفِقُونَ
70:27 Rab'lerinin azabından çekinirler; - Edip Yüksel (Turkish)

70:28 إِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمْ غَيْرُ مَأْمُونٍ
70:28 Rab'lerinin azabına güven olmaz. - Edip Yüksel (Turkish)

70:29 وَٱلَّذِينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَـٰفِظُونَ
70:29 Onlar cinsel ilişkiden sakınırlar; - Edip Yüksel (Turkish)

70:30 إِلَّا عَلَىٰٓ أَزْوَٰجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَـٰنُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ
70:30 Ancak eşleri, yahut yeminlerinin/anlaşmalarının hak sahibi olduklari hariç; onlardan dolayı yerilmezler. - Edip Yüksel (Turkish)

70:31 فَمَنِ ٱبْتَغَىٰ وَرَآءَ ذَٰلِكَ فَأُو۟لَـٰٓئِكَ هُمُ ٱلْعَادُونَ
70:31 - bunun ötesini arayanlar ise aşırı gidenlerdir- - Edip Yüksel (Turkish)

70:32 وَٱلَّذِينَ هُمْ لِأَمَـٰنَـٰتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَٰعُونَ
70:32 Onlar güvenilirdirler, sözlerine bağlıdırlar; - Edip Yüksel (Turkish)

70:33 وَٱلَّذِينَ هُم بِشَهَـٰدَٰتِهِمْ قَآئِمُونَ
70:33 Gereği gibi tanıklıkta bulunurlar; - Edip Yüksel (Turkish)

70:34 وَٱلَّذِينَ هُمْ عَلَىٰ صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ
70:34 Namazlarına özen gösterirler. - Edip Yüksel (Turkish)

70:35 أُو۟لَـٰٓئِكَ فِى جَنَّـٰتٍ مُّكْرَمُونَ
70:35 Onlar cennetlerde ağırlanırlar. - Edip Yüksel (Turkish)

70:36 فَمَالِ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ قِبَلَكَ مُهْطِعِينَ
70:36 Peki şimdi inkarcılara ne oluyor da senin önünde koşuşuyorlar? - Edip Yüksel (Turkish)

70:37 عَنِ ٱلْيَمِينِ وَعَنِ ٱلشِّمَالِ عِزِينَ
70:37 Sağdan, soldan gruplar halinde... - Edip Yüksel (Turkish)

70:38 أَيَطْمَعُ كُلُّ ٱمْرِئٍ مِّنْهُمْ أَن يُدْخَلَ جَنَّةَ نَعِيمٍ
70:38 Herbiri, nimet cennetine sokulacağını mı umuyor? - Edip Yüksel (Turkish)

70:39 كَلَّآ ۖ إِنَّا خَلَقْنَـٰهُم مِّمَّا يَعْلَمُونَ
70:39 Asla; biz onları yarattık, bildikleri şeyden... - Edip Yüksel (Turkish)

70:40 فَلَآ أُقْسِمُ بِرَبِّ ٱلْمَشَـٰرِقِ وَٱلْمَغَـٰرِبِ إِنَّا لَقَـٰدِرُونَ
70:40 Doğuların ve batıların Rabbine andolsun; bizim gücümüz yeter... - Edip Yüksel (Turkish)

70:41 عَلَىٰٓ أَن نُّبَدِّلَ خَيْرًا مِّنْهُمْ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ
70:41 Onları, kendilerinden daha iyilerle değiştirmeye... Bizi kimse yenemez - Edip Yüksel (Turkish)

70:42 فَذَرْهُمْ يَخُوضُوا۟ وَيَلْعَبُوا۟ حَتَّىٰ يُلَـٰقُوا۟ يَوْمَهُمُ ٱلَّذِى يُوعَدُونَ
70:42 Bırak onları, kendilerine söz verilen gün ile karşı karşıya gelinceye kadar dalsınlar, oynasınlar. - Edip Yüksel (Turkish)

70:43 يَوْمَ يَخْرُجُونَ مِنَ ٱلْأَجْدَاثِ سِرَاعًا كَأَنَّهُمْ إِلَىٰ نُصُبٍ يُوفِضُونَ
70:43 O gün mezarlarından hızlı hızlı çıkarlar; kurban taşına sürülüyorlarmış gibi... - Edip Yüksel (Turkish)

70:44 خَـٰشِعَةً أَبْصَـٰرُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ۚ ذَٰلِكَ ٱلْيَوْمُ ٱلَّذِى كَانُوا۟ يُوعَدُونَ
70:44 Gözleri dönmüş, kendilerini utanç sarmış olarak. İşte bu, onlara söz verilmiş olan gündür. - Edip Yüksel (Turkish)