Selected
                        Original Text
                        
                    
                
                    
                        Suleyman Ates
                        
                        
                        
                    
                
                Abdullah Yusuf Ali
Abdul Majid Daryabadi
Abul Ala Maududi
Ahmed Ali
Ahmed Raza Khan
A. J. Arberry
Ali Quli Qarai
Hasan al-Fatih Qaribullah and Ahmad Darwish
Mohammad Habib Shakir
Mohammed Marmaduke William Pickthall
Muhammad Sarwar
Muhammad Taqi-ud-Din al-Hilali and Muhammad Muhsin Khan
Safi-ur-Rahman al-Mubarakpuri
Saheeh International
Talal Itani
Transliteration
Wahiduddin Khan
                    بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
                
                
                    In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.
                
            
                    89:1
                    وَٱلْفَجْرِ
                
                
                
                
                
                    89:1
                    Andolsun fecre (tan yeri ağarmasına),  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:2
                    وَلَيَالٍ عَشْرٍ
                
                
                
                
                
                    89:2
                    On geceye,  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:3
                    وَٱلشَّفْعِ وَٱلْوَتْرِ
                
                
                
                
                
                    89:3
                    Çift'e ve tek'e,  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:4
                    وَٱلَّيْلِ إِذَا يَسْرِ
                
                
                
                
                
                    89:4
                    Gitmekte olan geceye.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:5
                    هَلْ فِى ذَٰلِكَ قَسَمٌ لِّذِى حِجْرٍ
                
                
                
                
                
                    89:5
                    Bu( anıla)n (şeyler)de akıl sahibi için bir yemin var, değil mi? (İşte bunlara andolsun ki kafirler mutlaka azaba uğrayacaklardır!)  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:6
                    أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍ
                
                
                
                
                
                    89:6
                    Görmedin mi Rabbin ne yaptı 'Ad(kavmin)e?  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:7
                    إِرَمَ ذَاتِ ٱلْعِمَادِ
                
                
                
                
                
                    89:7
                    Sütunlu İrem'e?  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:8
                    ٱلَّتِى لَمْ يُخْلَقْ مِثْلُهَا فِى ٱلْبِلَـٰدِ
                
                
                
                
                
                    89:8
                    Ki ülkeler arasında onun eşi yaratılmamıştı.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:9
                    وَثَمُودَ ٱلَّذِينَ جَابُوا۟ ٱلصَّخْرَ بِٱلْوَادِ
                
                
                
                
                
                    89:9
                    Vadi('l-Kura)da kayaları oya(rak evler yapa)n Semud(kavmin)e?  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:10
                    وَفِرْعَوْنَ ذِى ٱلْأَوْتَادِ
                
                
                
                
                
                    89:10
                    Ve kazıklar sahibi Fir'avn'a?  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:11
                    ٱلَّذِينَ طَغَوْا۟ فِى ٱلْبِلَـٰدِ
                
                
                
                
                
                    89:11
                    Bunlar ülkelerde azmışlardı.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:12
                    فَأَكْثَرُوا۟ فِيهَا ٱلْفَسَادَ
                
                
                
                
                
                    89:12
                    Oralarda çok kötülük etmişlerdi.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:13
                    فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ
                
                
                
                
                
                    89:13
                    Bu yüzden Rabbin onların üzerine azab kırbacını çarptı.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:14
                    إِنَّ رَبَّكَ لَبِٱلْمِرْصَادِ
                
                
                
                
                
                    89:14
                    Elbette Rabbin gözetleme yerindedir (her an kullarının fiillerini gözetlemektedir).  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:15
                    فَأَمَّا ٱلْإِنسَـٰنُ إِذَا مَا ٱبْتَلَىٰهُ رَبُّهُۥ فَأَكْرَمَهُۥ وَنَعَّمَهُۥ فَيَقُولُ رَبِّىٓ أَكْرَمَنِ
                
                
                
                
                
                    89:15
                    Fakat insan öyledir; Rabbi ne zaman kendisini sınayıp ona ikramda bulunur, ona ni'met verirse: "Rabbim bana ikram etti" der.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:16
                    وَأَمَّآ إِذَا مَا ٱبْتَلَىٰهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُۥ فَيَقُولُ رَبِّىٓ أَهَـٰنَنِ
                
                
                
                
                
                    89:16
                    Ama Rabbi onu sınayıp rızkını daraltırsa: "Rabbim beni alçalttı (perişan etti)" der.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:17
                    كَلَّا ۖ بَل لَّا تُكْرِمُونَ ٱلْيَتِيمَ
                
                
                
                
                
                    89:17
                    Hayır, doğrusu siz (Allah'tan ikram bekliyorsunuz ama kendiniz) yetime ikram etmiyorsunuz.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:18
                    وَلَا تَحَـٰٓضُّونَ عَلَىٰ طَعَامِ ٱلْمِسْكِينِ
                
                
                
                
                
                    89:18
                    Yoksula yedirmeğe teşvik etmiyorsunuz.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:19
                    وَتَأْكُلُونَ ٱلتُّرَاثَ أَكْلًا لَّمًّا
                
                
                
                
                
                    89:19
                    Mirası hırsla yutuyorsunuz.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:20
                    وَتُحِبُّونَ ٱلْمَالَ حُبًّا جَمًّا
                
                
                
                
                
                    89:20
                    Malı pek çok seviyorsunuz.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:21
                    كَلَّآ إِذَا دُكَّتِ ٱلْأَرْضُ دَكًّا دَكًّا
                
                
                
                
                
                    89:21
                    Hayır, yer birbiri ardınca sarsılıp dümdüz edildiği zaman,  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:22
                    وَجَآءَ رَبُّكَ وَٱلْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا
                
                
                
                
                
                    89:22
                    Melekler sıra sıra dizili durumda Rabbin geldiği zaman.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:23
                    وَجِا۟ىٓءَ يَوْمَئِذٍۭ بِجَهَنَّمَ ۚ يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ ٱلْإِنسَـٰنُ وَأَنَّىٰ لَهُ ٱلذِّكْرَىٰ
                
                
                
                
                
                    89:23
                    Ve cehennem de getirildiği zaman. İşte o gün insan anlar, ama artık anlamanın kendisine ne yararı var?  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:24
                    يَقُولُ يَـٰلَيْتَنِى قَدَّمْتُ لِحَيَاتِى
                
                
                
                
                
                    89:24
                    (O zaman insan): "Ah, keşke ben bu hayatım için (iyi işler yapıp) gönderseydim!" der.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:25
                    فَيَوْمَئِذٍ لَّا يُعَذِّبُ عَذَابَهُۥٓ أَحَدٌ
                
                
                
                
                
                    89:25
                    O gün O'nun yapacağı azabı kimse yapamaz.  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:26
                    وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُۥٓ أَحَدٌ
                
                
                
                
                
                    89:26
                    Ve O'nun vuracağı bağı kimse vuramaz!  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:27
                    يَـٰٓأَيَّتُهَا ٱلنَّفْسُ ٱلْمُطْمَئِنَّةُ
                
                
                
                
                
                    89:27
                    Ey huzura eren nefis!  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:28
                    ٱرْجِعِىٓ إِلَىٰ رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً
                
                
                
                
                
                    89:28
                    Razı edici ve razı edilmiş olarak Rabbine dön!  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:29
                    فَٱدْخُلِى فِى عِبَـٰدِى
                
                
                
                
                
                    89:29
                    (İyi) Kullarım arasına gir!  - Suleyman Ates (Turkish)
                
                
                
                
                
                    89:30
                    وَٱدْخُلِى جَنَّتِى
                
                
                
                
                
                    89:30
                    Cennetime gir!  - Suleyman Ates (Turkish)