Selected

Original Text
Yasar Nuri Ozturk

Available Translations

79 An-Nāzi`āt ٱلنَّازِعَات

< Previous   46 Āyah   Those who drag forth      Next >  

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.

79:1 وَٱلنَّـٰزِعَـٰتِ غَرْقًا
79:1 Yemin olsun, çekip koparanlara/yay çekenlere/kuyudan su çekenlere/bağsız-bekçisiz koşan atlara/ayrılık yüzünden hasret çekenlere/daldırıp daldırıp çıkaranlara, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:2 وَٱلنَّـٰشِطَـٰتِ نَشْطًا
79:2 Yemin olsun, rahatça, incitmeden çekenlere/düğümü hünerle çözenlere/bir yerden bir yere gidenlere/coşkuyla iç çekenlere, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:3 وَٱلسَّـٰبِحَـٰتِ سَبْحًا
79:3 Yemin olsun, boşlukta yahut suda yüzüp gidenlere, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:4 فَٱلسَّـٰبِقَـٰتِ سَبْقًا
79:4 Derken öne geçip yarışı kazananlara, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:5 فَٱلْمُدَبِّرَٰتِ أَمْرًا
79:5 Bir iş ve oluşu çekip çevirenlere, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:6 يَوْمَ تَرْجُفُ ٱلرَّاجِفَةُ
79:6 Ki o gün şiddetle sarsacak olan saracaktır. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:7 تَتْبَعُهَا ٱلرَّادِفَةُ
79:7 Onu, ardısıra gelen izleyecektir. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:8 قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌ
79:8 Bazı kalpler o gün kaygıdan titreyecektir. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:9 أَبْصَـٰرُهَا خَـٰشِعَةٌ
79:9 Onların gözleri yerlere eğilecektir. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:10 يَقُولُونَ أَءِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِى ٱلْحَافِرَةِ
79:10 "Biz gerçekten bu çukurda eski halimize döndürülecek miyiz?" diyorlar. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:11 أَءِذَا كُنَّا عِظَـٰمًا نَّخِرَةً
79:11 "Un-ufak kemikler haline geldikten sonra, öyle mi!" - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:12 قَالُوا۟ تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ
79:12 "Hüsran dolu bir dönüştür bu öyleyse!" diye konuştular. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:13 فَإِنَّمَا هِىَ زَجْرَةٌ وَٰحِدَةٌ
79:13 Oysaki o, sert bir komut sesinden ibarettir. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:14 فَإِذَا هُم بِٱلسَّاهِرَةِ
79:14 Bir anda hepsi uyanıp ortaya geliverir. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:15 هَلْ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ
79:15 Ulaştı mı sana Mûsa'nın haberi? - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:16 إِذْ نَادَىٰهُ رَبُّهُۥ بِٱلْوَادِ ٱلْمُقَدَّسِ طُوًى
79:16 Hani, Rabbi ona, kutsal vadide, Tuva'da seslenmişti: - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:17 ٱذْهَبْ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ
79:17 "Firavun'a git! İyice azdı o." - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:18 فَقُلْ هَل لَّكَ إِلَىٰٓ أَن تَزَكَّىٰ
79:18 "De ki ona: 'Arınıp temizlenmeye ne dersin?" - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:19 وَأَهْدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخْشَىٰ
79:19 "Seni Rabbine kılavuzlayayım da gönülden ürperesin!" - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:20 فَأَرَىٰهُ ٱلْـَٔايَةَ ٱلْكُبْرَىٰ
79:20 Derken, ona o en büyük mucizeyi gösterdi. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:21 فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ
79:21 Ama o yalanladı, isyan etti. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:22 ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَىٰ
79:22 Sonra, sırtını döndü; koşuyordu. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:23 فَحَشَرَ فَنَادَىٰ
79:23 Derken, bir araya toplayıp bağırdı. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:24 فَقَالَ أَنَا۠ رَبُّكُمُ ٱلْأَعْلَىٰ
79:24 Dedi ki: "Ben sizin en yüce rabbinizim." - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:25 فَأَخَذَهُ ٱللَّهُ نَكَالَ ٱلْـَٔاخِرَةِ وَٱلْأُولَىٰٓ
79:25 Bunun üzerine Allah, onu sonraya ve önceye ibret olmak üzere bir ceza ile çarptı. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:26 إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَعِبْرَةً لِّمَن يَخْشَىٰٓ
79:26 Kuşkusuz, bunda, içine ürperti düşen için tam bir ibret vardır. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:27 ءَأَنتُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمِ ٱلسَّمَآءُ ۚ بَنَىٰهَا
79:27 Siz mi daha zorsunuz yaratılışça, gök mü? - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:28 رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوَّىٰهَا
79:28 Onu O yapıp kurdu. Onun boyunu yükseltti; ardından ona ahenk ve düzen verdi. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:29 وَأَغْطَشَ لَيْلَهَا وَأَخْرَجَ ضُحَىٰهَا
79:29 Gecesini kararttı, kuşluğunu ortaya çıkardı. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:30 وَٱلْأَرْضَ بَعْدَ ذَٰلِكَ دَحَىٰهَآ
79:30 Bundan sonra da yeri yayıp deve kuşu yumurtası biçiminde yuvarlattı. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:31 أَخْرَجَ مِنْهَا مَآءَهَا وَمَرْعَىٰهَا
79:31 Ondan suyunu, otlağını çıkardı. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:32 وَٱلْجِبَالَ أَرْسَىٰهَا
79:32 Dağları, demir atmış gibi oturttu; - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:33 مَتَـٰعًا لَّكُمْ وَلِأَنْعَـٰمِكُمْ
79:33 Sizin için ve hayvanlarınız için bir geçim aracı olarak. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:34 فَإِذَا جَآءَتِ ٱلطَّآمَّةُ ٱلْكُبْرَىٰ
79:34 O güç yetmez büyük felaket geldiğinde, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:35 يَوْمَ يَتَذَكَّرُ ٱلْإِنسَـٰنُ مَا سَعَىٰ
79:35 O gün insan, uğrunda gayret sarfettiği şeyi hatırlar. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:36 وَبُرِّزَتِ ٱلْجَحِيمُ لِمَن يَرَىٰ
79:36 Gören kişi için cehennem apaçık ortaya çıkarılmıştır. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:37 فَأَمَّا مَن طَغَىٰ
79:37 Artık azmış olan, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:38 وَءَاثَرَ ٱلْحَيَوٰةَ ٱلدُّنْيَا
79:38 Ve iğreti hayatı yeğlemiş olan için, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:39 فَإِنَّ ٱلْجَحِيمَ هِىَ ٱلْمَأْوَىٰ
79:39 Cehennem, barınağın ta kendisidir. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:40 وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِۦ وَنَهَى ٱلنَّفْسَ عَنِ ٱلْهَوَىٰ
79:40 Rabbinin yüceliğinden korkup nefsini boş heveslerden yasaklamış olan içinse, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:41 فَإِنَّ ٱلْجَنَّةَ هِىَ ٱلْمَأْوَىٰ
79:41 Cennet, barınağın ta kendisidir. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:42 يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلسَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَىٰهَا
79:42 O saatten soruyorlar sana, "gelip demir atması ne zaman?" diye. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:43 فِيمَ أَنتَ مِن ذِكْرَىٰهَآ
79:43 Nerede sende, onu hatırlatacak şey! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:44 إِلَىٰ رَبِّكَ مُنتَهَىٰهَآ
79:44 Ona ilişkin bilginin sonu Rabbine varır. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:45 إِنَّمَآ أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخْشَىٰهَا
79:45 Sen sadece, ondan korkanları uyaransın. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

79:46 كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوٓا۟ إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَىٰهَا
79:46 Onu gördükleri gün onlar, dünyada sanki bir akşam veya onun kuşluk vaktinden başka kalmamışa dönerler. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)