Selected
Original Text
Yasar Nuri Ozturk
Abdullah Yusuf Ali
Abdul Majid Daryabadi
Abul Ala Maududi
Ahmed Ali
Ahmed Raza Khan
A. J. Arberry
Ali Quli Qarai
Hasan al-Fatih Qaribullah and Ahmad Darwish
Mohammad Habib Shakir
Mohammed Marmaduke William Pickthall
Muhammad Sarwar
Muhammad Taqi-ud-Din al-Hilali and Muhammad Muhsin Khan
Safi-ur-Rahman al-Mubarakpuri
Saheeh International
Talal Itani
Transliteration
Wahiduddin Khan
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.
77:1
وَٱلْمُرْسَلَـٰتِ عُرْفًا
77:1
Yemin olsun, o art arda gönderilenlere/meleklere/rüzgârlara/vahyin bölümlerine/kalplere inen doğuşlara, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:2
فَٱلْعَـٰصِفَـٰتِ عَصْفًا
77:2
Esip de büküp devirenlere, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:3
وَٱلنَّـٰشِرَٰتِ نَشْرًا
77:3
Dağıtıp yayanlara/diriltip harekete getirenlere, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:4
فَٱلْفَـٰرِقَـٰتِ فَرْقًا
77:4
Gerektiği şekilde ayıranlara, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:5
فَٱلْمُلْقِيَـٰتِ ذِكْرًا
77:5
Öğüt ulaştıranlara/Kur'an'ı ulaştıranlara, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:6
عُذْرًا أَوْ نُذْرًا
77:6
Özür yahut uyarı için, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:7
إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَٰقِعٌ
77:7
Ki size duyurulmuş olan mutlaka gerçekleşecektir. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:8
فَإِذَا ٱلنُّجُومُ طُمِسَتْ
77:8
Yıldızlar silinip süpürüldüğünde, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:9
وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ فُرِجَتْ
77:9
Gök yarıldığında, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:10
وَإِذَا ٱلْجِبَالُ نُسِفَتْ
77:10
Dağlar un-ufak edilip savrulduğunda, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:11
وَإِذَا ٱلرُّسُلُ أُقِّتَتْ
77:11
Resuller vakte bağlandığında, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:12
لِأَىِّ يَوْمٍ أُجِّلَتْ
77:12
Hangi gün için vakte bağlandılar? - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:13
لِيَوْمِ ٱلْفَصْلِ
77:13
Ayrım ve hüküm günü için. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:14
وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا يَوْمُ ٱلْفَصْلِ
77:14
Ayrım ve hüküm gününü sana bildiren nedir? - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:15
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:15
Yalanlayanların vay haline o gün! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:16
أَلَمْ نُهْلِكِ ٱلْأَوَّلِينَ
77:16
Öncekileri helâk etmedik mi? - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:17
ثُمَّ نُتْبِعُهُمُ ٱلْـَٔاخِرِينَ
77:17
Sonra, geriden gelenleri de onların peşlerine takarız. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:18
كَذَٰلِكَ نَفْعَلُ بِٱلْمُجْرِمِينَ
77:18
Biz, suçlulara işte böyle yaparız. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:19
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:19
Yalanlayanların o gün vay haline! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:20
أَلَمْ نَخْلُقكُّم مِّن مَّآءٍ مَّهِينٍ
77:20
Sizi basit bir sudan yaratmadık mı? - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:21
فَجَعَلْنَـٰهُ فِى قَرَارٍ مَّكِينٍ
77:21
Onu dayanıklı karargâhta tuttuk. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:22
إِلَىٰ قَدَرٍ مَّعْلُومٍ
77:22
Bilinen bir ölçüye/süreye kadar. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:23
فَقَدَرْنَا فَنِعْمَ ٱلْقَـٰدِرُونَ
77:23
Bir ölçüyle yaptık. Ne güzel ölçü koyanlarız biz! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:24
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:24
Vay başına o gün, yalanlayanların! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:25
أَلَمْ نَجْعَلِ ٱلْأَرْضَ كِفَاتًا
77:25
Yeri, bir toplanma zemini yapmadık mı? - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:26
أَحْيَآءً وَأَمْوَٰتًا
77:26
Diriler bakımından da ölüler bakımından da. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:27
وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَٰسِىَ شَـٰمِخَـٰتٍ وَأَسْقَيْنَـٰكُم مَّآءً فُرَاتًا
77:27
Orada oturaklı, başını yücelere kaldırmış dağlar oluşturduk. Ve size tatlı bir su içirdik. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:28
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:28
Vay haline o gün, yalanlayanların! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:29
ٱنطَلِقُوٓا۟ إِلَىٰ مَا كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ
77:29
Haydi, yalanlamakta olduğunuz şeye gidin! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:30
ٱنطَلِقُوٓا۟ إِلَىٰ ظِلٍّ ذِى ثَلَـٰثِ شُعَبٍ
77:30
Haydi, üç çatallı gölgeye gidin! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:31
لَّا ظَلِيلٍ وَلَا يُغْنِى مِنَ ٱللَّهَبِ
77:31
Ne gölgelendirir ne alevden korur. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:32
إِنَّهَا تَرْمِى بِشَرَرٍ كَٱلْقَصْرِ
77:32
Gerçekten o, köşke benzer kıvılcımlar saçar. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:33
كَأَنَّهُۥ جِمَـٰلَتٌ صُفْرٌ
77:33
O kıvılcım sanki sarımtırak bir halat/bir deve kervanı/bakırdan bir ip gibidir. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:34
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:34
Vay haline o gün, yalanlayanların! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:35
هَـٰذَا يَوْمُ لَا يَنطِقُونَ
77:35
Konuşamayacakları gündür bu! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:36
وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ
77:36
İzin verilmez ki onlara özür dilesinler. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:37
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:37
Vay haline o gün, yalanlayanların! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:38
هَـٰذَا يَوْمُ ٱلْفَصْلِ ۖ جَمَعْنَـٰكُمْ وَٱلْأَوَّلِينَ
77:38
Ayırma günüdür bu! Sizinle öncekileri bir yere topladık. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:39
فَإِن كَانَ لَكُمْ كَيْدٌ فَكِيدُونِ
77:39
Eğer bir hileniz/bir tuzağınız varsa, hadi hile yapıp tuzak kurun bana! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:40
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:40
Vay haline o gün, yalanlayanların! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:41
إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى ظِلَـٰلٍ وَعُيُونٍ
77:41
Takvaya sarılanlar gölgeler altında, su kaynaklarındadır. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:42
وَفَوَٰكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَ
77:42
Canlarının çektiği meyvelerle yanyanadırlar. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:43
كُلُوا۟ وَٱشْرَبُوا۟ هَنِيٓـًٔۢا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
77:43
"Yapıp ürettiklerinize karşılık olarak afiyetle yiyip için." - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:44
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ
77:44
İşte böyle ödüllendiririz biz, güzellikler sergileyenleri! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:45
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:45
Vay haline o gün, yalanlayanların! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:46
كُلُوا۟ وَتَمَتَّعُوا۟ قَلِيلًا إِنَّكُم مُّجْرِمُونَ
77:46
Yiyin ve birazcık nimetlenin. Suçlularsınız siz. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:47
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:47
Vay haline o gün, yalanlayanların! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:48
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱرْكَعُوا۟ لَا يَرْكَعُونَ
77:48
Onlara, "rukû' edin!" dendiğinde rukû etmezler. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:49
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:49
Vay haline o gün, yalanlayanların. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
77:50
فَبِأَىِّ حَدِيثٍۭ بَعْدَهُۥ يُؤْمِنُونَ
77:50
Artık bundan sonra hangi hadise/söze iman edecekler? - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)