Selected

Original Text
Edip Yüksel

Available Translations

77 Al-Mursalāt ٱلْمُرْسَلَات

< Previous   50 Āyah   The Emissaries      Next >  

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.

77:1 وَٱلْمُرْسَلَـٰتِ عُرْفًا
77:1 Andolsun ard arda gönderilenlere, - Edip Yüksel (Turkish)

77:2 فَٱلْعَـٰصِفَـٰتِ عَصْفًا
77:2 Esip savuranlara, - Edip Yüksel (Turkish)

77:3 وَٱلنَّـٰشِرَٰتِ نَشْرًا
77:3 Yaydıkça yayanlara, - Edip Yüksel (Turkish)

77:4 فَٱلْفَـٰرِقَـٰتِ فَرْقًا
77:4 Ayırdıkça ayıranlara, - Edip Yüksel (Turkish)

77:5 فَٱلْمُلْقِيَـٰتِ ذِكْرًا
77:5 Mesajı verenlere, - Edip Yüksel (Turkish)

77:6 عُذْرًا أَوْ نُذْرًا
77:6 Bir müjde veya uyarı olarak... - Edip Yüksel (Turkish)

77:7 إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَٰقِعٌ
77:7 Size söz verilenler kesinlikle gerçekleşecektir. - Edip Yüksel (Turkish)

77:8 فَإِذَا ٱلنُّجُومُ طُمِسَتْ
77:8 Yıldızlar söndürüldüğü, - Edip Yüksel (Turkish)

77:9 وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ فُرِجَتْ
77:9 Göğün yarıldığı, - Edip Yüksel (Turkish)

77:10 وَإِذَا ٱلْجِبَالُ نُسِفَتْ
77:10 Dağların ufalanıp savrulduğu, - Edip Yüksel (Turkish)

77:11 وَإِذَا ٱلرُّسُلُ أُقِّتَتْ
77:11 Ve elçilere randevu verildiği zaman, - Edip Yüksel (Turkish)

77:12 لِأَىِّ يَوْمٍ أُجِّلَتْ
77:12 Belirlenen gün için... - Edip Yüksel (Turkish)

77:13 لِيَوْمِ ٱلْفَصْلِ
77:13 Yani Karar Günü için! - Edip Yüksel (Turkish)

77:14 وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا يَوْمُ ٱلْفَصْلِ
77:14 O nasıl bir yargılama günüdür bilir misin! - Edip Yüksel (Turkish)

77:15 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:15 Yalanlayanların vay haline o gün! - Edip Yüksel (Turkish)

77:16 أَلَمْ نُهْلِكِ ٱلْأَوَّلِينَ
77:16 Öncekileri helak etmedik mi? - Edip Yüksel (Turkish)

77:17 ثُمَّ نُتْبِعُهُمُ ٱلْـَٔاخِرِينَ
77:17 Sonra, diğerlerini de onlara katmadık mı? - Edip Yüksel (Turkish)

77:18 كَذَٰلِكَ نَفْعَلُ بِٱلْمُجْرِمِينَ
77:18 Suçlulara işte böyle davranırız. - Edip Yüksel (Turkish)

77:19 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:19 Yalanlayanların vay haline o gün! - Edip Yüksel (Turkish)

77:20 أَلَمْ نَخْلُقكُّم مِّن مَّآءٍ مَّهِينٍ
77:20 Sizi değersiz bir sudan yaratmadık mı? - Edip Yüksel (Turkish)

77:21 فَجَعَلْنَـٰهُ فِى قَرَارٍ مَّكِينٍ
77:21 Ve sonra onu iyi korunan bir yere yerleştirmedik mi? - Edip Yüksel (Turkish)

77:22 إِلَىٰ قَدَرٍ مَّعْلُومٍ
77:22 Bilinen bir süreye kadar. - Edip Yüksel (Turkish)

77:23 فَقَدَرْنَا فَنِعْمَ ٱلْقَـٰدِرُونَ
77:23 Biz ölçtük, biçtik. Biz en iyi biçim verenleriz. - Edip Yüksel (Turkish)

77:24 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:24 Yalanlayanların vay haline o gün! - Edip Yüksel (Turkish)

77:25 أَلَمْ نَجْعَلِ ٱلْأَرْضَ كِفَاتًا
77:25 Yeryüzünü bir toplanma yeri yapmadık mı? - Edip Yüksel (Turkish)

77:26 أَحْيَآءً وَأَمْوَٰتًا
77:26 Yaşayanlar için, ölüler için... - Edip Yüksel (Turkish)

77:27 وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَٰسِىَ شَـٰمِخَـٰتٍ وَأَسْقَيْنَـٰكُم مَّآءً فُرَاتًا
77:27 Üzerine yüksek dağlar yerleştirip size tatlı su içirmedik mi? - Edip Yüksel (Turkish)

77:28 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:28 Yalanlayanların vay haline o gün! - Edip Yüksel (Turkish)

77:29 ٱنطَلِقُوٓا۟ إِلَىٰ مَا كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ
77:29 Haydi yalanlamakta olduğunuz şeye doğru yürüyün. - Edip Yüksel (Turkish)

77:30 ٱنطَلِقُوٓا۟ إِلَىٰ ظِلٍّ ذِى ثَلَـٰثِ شُعَبٍ
77:30 Yürüyün, (cehennem alevinin) üç kollu gölgesine doğru... - Edip Yüksel (Turkish)

77:31 لَّا ظَلِيلٍ وَلَا يُغْنِى مِنَ ٱللَّهَبِ
77:31 O ne gölgelendirir ne de alevden korur. - Edip Yüksel (Turkish)

77:32 إِنَّهَا تَرْمِى بِشَرَرٍ كَٱلْقَصْرِ
77:32 Kıvılcımlar saçar, saraylar gibi... - Edip Yüksel (Turkish)

77:33 كَأَنَّهُۥ جِمَـٰلَتٌ صُفْرٌ
77:33 (Rengi de) Sarı deve gibi. - Edip Yüksel (Turkish)

77:34 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:34 Yalanlayanların vay haline o gün! - Edip Yüksel (Turkish)

77:35 هَـٰذَا يَوْمُ لَا يَنطِقُونَ
77:35 Bu, onların konuşamıyacağı bir gündür. - Edip Yüksel (Turkish)

77:36 وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ
77:36 Ve özür dilemeleri için onlara izin de verilmez. - Edip Yüksel (Turkish)

77:37 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:37 Yalanlayanların vay haline o gün! - Edip Yüksel (Turkish)

77:38 هَـٰذَا يَوْمُ ٱلْفَصْلِ ۖ جَمَعْنَـٰكُمْ وَٱلْأَوَّلِينَ
77:38 Bu, Karar Günüdür. Sizi ve öncekileri toplamışızdır. - Edip Yüksel (Turkish)

77:39 فَإِن كَانَ لَكُمْ كَيْدٌ فَكِيدُونِ
77:39 Bir planınız varsa bana karşı onu uygulayın! - Edip Yüksel (Turkish)

77:40 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:40 Yalanlayanların vay haline o gün! - Edip Yüksel (Turkish)

77:41 إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى ظِلَـٰلٍ وَعُيُونٍ
77:41 Erdemliler gölgeliklerde ve pınarlar arasında... - Edip Yüksel (Turkish)

77:42 وَفَوَٰكِهَ مِمَّا يَشْتَهُونَ
77:42 Ve canlarının çektiği meyvalar... - Edip Yüksel (Turkish)

77:43 كُلُوا۟ وَٱشْرَبُوا۟ هَنِيٓـًٔۢا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
77:43 Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyip için. - Edip Yüksel (Turkish)

77:44 إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ
77:44 İyi davrananları işte böyle ödüllendiririz. - Edip Yüksel (Turkish)

77:45 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:45 Yalanlayanların vay haline o gün! - Edip Yüksel (Turkish)

77:46 كُلُوا۟ وَتَمَتَّعُوا۟ قَلِيلًا إِنَّكُم مُّجْرِمُونَ
77:46 Yiyiniz ve geçici olarak eğleniniz; siz suçlularsınız. - Edip Yüksel (Turkish)

77:47 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:47 Yalanlayanların vay haline o gün! - Edip Yüksel (Turkish)

77:48 وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱرْكَعُوا۟ لَا يَرْكَعُونَ
77:48 Onlara eğilin dendiğinde eğilmezler. - Edip Yüksel (Turkish)

77:49 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
77:49 Yalanlayanların vay haline o gün! - Edip Yüksel (Turkish)

77:50 فَبِأَىِّ حَدِيثٍۭ بَعْدَهُۥ يُؤْمِنُونَ
77:50 Artık bundan sonra hangi hadise (söze) inanırlar? - Edip Yüksel (Turkish)