Selected
Original Text
Suleyman Ates
Abdullah Yusuf Ali
Abdul Majid Daryabadi
Abul Ala Maududi
Ahmed Ali
Ahmed Raza Khan
A. J. Arberry
Ali Quli Qarai
Hasan al-Fatih Qaribullah and Ahmad Darwish
Mohammad Habib Shakir
Mohammed Marmaduke William Pickthall
Muhammad Sarwar
Muhammad Taqi-ud-Din al-Hilali and Muhammad Muhsin Khan
Safi-ur-Rahman al-Mubarakpuri
Saheeh International
Talal Itani
Transliteration
Wahiduddin Khan
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.
86:1
وَٱلسَّمَآءِ وَٱلطَّارِقِ
86:1
Göğe ve tarık'a andolsun. - Suleyman Ates (Turkish)
86:2
وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا ٱلطَّارِقُ
86:2
Tarık'ın ne olduğunu sen nereden bileceksin? - Suleyman Ates (Turkish)
86:3
ٱلنَّجْمُ ٱلثَّاقِبُ
86:3
Parlayan yıldızdır. - Suleyman Ates (Turkish)
86:4
إِن كُلُّ نَفْسٍ لَّمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌ
86:4
Hiçbir can yoktur ki başında bir koruyucu (bekçi) olmasın. - Suleyman Ates (Turkish)
86:5
فَلْيَنظُرِ ٱلْإِنسَـٰنُ مِمَّ خُلِقَ
86:5
İnsan neden yaratıldığına bir baksın: - Suleyman Ates (Turkish)
86:6
خُلِقَ مِن مَّآءٍ دَافِقٍ
86:6
Atılan bir sudan yaratıldı. - Suleyman Ates (Turkish)
86:7
يَخْرُجُ مِنۢ بَيْنِ ٱلصُّلْبِ وَٱلتَّرَآئِبِ
86:7
Bel ile kaburga kemikleri arasından çıkan (bir sudan). - Suleyman Ates (Turkish)
86:8
إِنَّهُۥ عَلَىٰ رَجْعِهِۦ لَقَادِرٌ
86:8
O (Allah), onu tekrar döndür(üp yarat)mağa kadirdir. - Suleyman Ates (Turkish)
86:9
يَوْمَ تُبْلَى ٱلسَّرَآئِرُ
86:9
Gizlilerin (ortaya dökülüp) yoklanacağı gün, - Suleyman Ates (Turkish)
86:10
فَمَا لَهُۥ مِن قُوَّةٍ وَلَا نَاصِرٍ
86:10
İnsanın ne bir gücü, ne de bir yardımcısı vardır. - Suleyman Ates (Turkish)
86:11
وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلرَّجْعِ
86:11
Dönüşlü göğe andolsun, - Suleyman Ates (Turkish)
86:12
وَٱلْأَرْضِ ذَاتِ ٱلصَّدْعِ
86:12
(Bitkilerin çıkması için) Çatlayan yere andolsun ki, - Suleyman Ates (Turkish)
86:13
إِنَّهُۥ لَقَوْلٌ فَصْلٌ
86:13
O (Kur'an), elbette (hak ile batılı) ayırdedici bir sözdür. - Suleyman Ates (Turkish)
86:14
وَمَا هُوَ بِٱلْهَزْلِ
86:14
O, şaka değildir. - Suleyman Ates (Turkish)
86:15
إِنَّهُمْ يَكِيدُونَ كَيْدًا
86:15
Onlar (onu iptal etmek için) bir tuzak kuruyorlar. - Suleyman Ates (Turkish)
86:16
وَأَكِيدُ كَيْدًا
86:16
Ben de (onları yakalamak için) bir tuzak kuruyorum. - Suleyman Ates (Turkish)
86:17
فَمَهِّلِ ٱلْكَـٰفِرِينَ أَمْهِلْهُمْ رُوَيْدًۢا
86:17
Hele sen o kafirlere mühlet ver, biraz bırak onları (bildiklerine gitsinler). - Suleyman Ates (Turkish)