Selected

Original Text
Yasar Nuri Ozturk

Available Translations

52 Aţ-Ţūr ٱلطُّور

< Previous   49 Āyah   The Mount      Next >  

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.

52:1 وَٱلطُّورِ
52:1 Yemin olsun Tûra, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:2 وَكِتَـٰبٍ مَّسْطُورٍ
52:2 Satır satır yazılmış Kitap'a, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:3 فِى رَقٍّ مَّنشُورٍ
52:3 Ki açılıp yayılmış ince deri üzerine yazılmıştır. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:4 وَٱلْبَيْتِ ٱلْمَعْمُورِ
52:4 Yemin olsun düzenli bir biçimde bakılan o eve, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:5 وَٱلسَّقْفِ ٱلْمَرْفُوعِ
52:5 Yemin olsun yükseltilmiş tavana, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:6 وَٱلْبَحْرِ ٱلْمَسْجُورِ
52:6 Yemin olsun o alevlerle kaynatılıp köpürtülmüş denize, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:7 إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَٰقِعٌ
52:7 Ki hiç kuşkusuz, senin Rabbinin azabı meydana gelecektir. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:8 مَّا لَهُۥ مِن دَافِعٍ
52:8 Ona engel olacak hiçbir şey yoktur. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:9 يَوْمَ تَمُورُ ٱلسَّمَآءُ مَوْرًا
52:9 O gün gök bir çalkanışla çalkanır. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:10 وَتَسِيرُ ٱلْجِبَالُ سَيْرًا
52:10 Ve dağlar bir yürüyüşle yürür. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:11 فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
52:11 Vay hallerine o gün, yalanlayanların, - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:12 ٱلَّذِينَ هُمْ فِى خَوْضٍ يَلْعَبُونَ
52:12 Ki onlar bir batağa dalmış oynamaktadırlar. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:13 يَوْمَ يُدَعُّونَ إِلَىٰ نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا
52:13 O gün cehenneme bir kakılışla kakılırlar. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:14 هَـٰذِهِ ٱلنَّارُ ٱلَّتِى كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ
52:14 "İşte budur yalanlayıp durduğunuz ateş!" - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:15 أَفَسِحْرٌ هَـٰذَآ أَمْ أَنتُمْ لَا تُبْصِرُونَ
52:15 "Bu da mı büyü?! Yoksa siz mi görmüyordunuz?" - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:16 ٱصْلَوْهَا فَٱصْبِرُوٓا۟ أَوْ لَا تَصْبِرُوا۟ سَوَآءٌ عَلَيْكُمْ ۖ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
52:16 "Dalın ona! Artık ister sabredin ister sabretmeyin. Sizin için hepsi birdir. Siz ancak yapıp ettiğiniz şeylerin karşılığıyla yüzyüze geleceksiniz." - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:17 إِنَّ ٱلْمُتَّقِينَ فِى جَنَّـٰتٍ وَنَعِيمٍ
52:17 Korunup sakınanlar; cennetler, nimetler içindedir. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:18 فَـٰكِهِينَ بِمَآ ءَاتَىٰهُمْ رَبُّهُمْ وَوَقَىٰهُمْ رَبُّهُمْ عَذَابَ ٱلْجَحِيمِ
52:18 Rablerinin kendilerine verdikleriyle keyif çatarlar. Rableri onları cehennem azabından korumuştur. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:19 كُلُوا۟ وَٱشْرَبُوا۟ هَنِيٓـًٔۢا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
52:19 "Yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak afiyetle yiyin, için; - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:20 مُتَّكِـِٔينَ عَلَىٰ سُرُرٍ مَّصْفُوفَةٍ ۖ وَزَوَّجْنَـٰهُم بِحُورٍ عِينٍ
52:20 Art arda dizilmiş koltuklar üzerinde yaslanmış olarak." Ve biz onları parlak, iri gözlü hurilerle eşleştirmişizdir. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:21 وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَٱتَّبَعَتْهُمْ ذُرِّيَّتُهُم بِإِيمَـٰنٍ أَلْحَقْنَا بِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَمَآ أَلَتْنَـٰهُم مِّنْ عَمَلِهِم مِّن شَىْءٍ ۚ كُلُّ ٱمْرِئٍۭ بِمَا كَسَبَ رَهِينٌ
52:21 İman edip zürriyetleri de imanda kendilerine uyanların, soy-soplarını da kendilerine katmışızdır. Ve kendi amellerinden kendilerinin hiçbir şeyini eksiltmemişizdir. Her kişi, kazandığı karşılığında bir rehindir. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:22 وَأَمْدَدْنَـٰهُم بِفَـٰكِهَةٍ وَلَحْمٍ مِّمَّا يَشْتَهُونَ
52:22 Biz onlara canlarının çektiği meyveden ve etten ikram ettik. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:23 يَتَنَـٰزَعُونَ فِيهَا كَأْسًا لَّا لَغْوٌ فِيهَا وَلَا تَأْثِيمٌ
52:23 Orada bir kadeh tokuştururlar ki, içinde ne bir boş laf var ne de günaha sokuş. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:24 ۞ وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ غِلْمَانٌ لَّهُمْ كَأَنَّهُمْ لُؤْلُؤٌ مَّكْنُونٌ
52:24 Çevrelerinde, kendilerine özgülenmiş genç uşaklar dolaşır; sanki sedeflerinde saklı inciler. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:25 وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَآءَلُونَ
52:25 Birbirlerine dönüp soruşurlar. Ve derler: - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:26 قَالُوٓا۟ إِنَّا كُنَّا قَبْلُ فِىٓ أَهْلِنَا مُشْفِقِينَ
52:26 "Daha önce biz, ailemiz içinde endişe ile ürperiyorduk." - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:27 فَمَنَّ ٱللَّهُ عَلَيْنَا وَوَقَىٰنَا عَذَابَ ٱلسَّمُومِ
52:27 "Allah bize lütufta bulundu ve bizi o iliklere işleyen azaptan korudu." - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:28 إِنَّا كُنَّا مِن قَبْلُ نَدْعُوهُ ۖ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلْبَرُّ ٱلرَّحِيمُ
52:28 "Biz önceden O'na yakarıyorduk. Çünkü O'dur Berr, cömertçe iyilik eden; O'dur rahmeti sınırsız olan." - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:29 فَذَكِّرْ فَمَآ أَنتَ بِنِعْمَتِ رَبِّكَ بِكَاهِنٍ وَلَا مَجْنُونٍ
52:29 Artık hatırlat, öğüt ver! Rabbinin nimetine yemin olsun ki, sen ne kâhinsin ne de cin çarpmış. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:30 أَمْ يَقُولُونَ شَاعِرٌ نَّتَرَبَّصُ بِهِۦ رَيْبَ ٱلْمَنُونِ
52:30 Yoksa şöyle mi diyorlar: "O bir şairdir. Zamanın ölüm getiren felaketine çarpılmasını bekliyoruz." - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:31 قُلْ تَرَبَّصُوا۟ فَإِنِّى مَعَكُم مِّنَ ٱلْمُتَرَبِّصِينَ
52:31 De ki: "Bekleyin! Doğrusu sizinle beraber ben de bekleyenlerdenim." - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:32 أَمْ تَأْمُرُهُمْ أَحْلَـٰمُهُم بِهَـٰذَآ ۚ أَمْ هُمْ قَوْمٌ طَاغُونَ
52:32 Acaba bunu onlara hayalleri mi emrediyor yoksa bunlar azmış bir topluluk mu? - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:33 أَمْ يَقُولُونَ تَقَوَّلَهُۥ ۚ بَل لَّا يُؤْمِنُونَ
52:33 Yoksa, "Onu uydurdu" mu diyorlar! Hayır, iman etmiyorlar. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:34 فَلْيَأْتُوا۟ بِحَدِيثٍ مِّثْلِهِۦٓ إِن كَانُوا۟ صَـٰدِقِينَ
52:34 Eğer doğru sözlü iseler, onun benzeri bir hadis/söz getirsinler. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:35 أَمْ خُلِقُوا۟ مِنْ غَيْرِ شَىْءٍ أَمْ هُمُ ٱلْخَـٰلِقُونَ
52:35 Yoksa onlar hiçbir şeysiz mi yaratıldılar? Yoksa bizzat kendileri mi yaratıcıdır? - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:36 أَمْ خَلَقُوا۟ ٱلسَّمَـٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ ۚ بَل لَّا يُوقِنُونَ
52:36 Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattı? Hayır, onlar gerekli bilgiye ulaşamıyorlar! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:37 أَمْ عِندَهُمْ خَزَآئِنُ رَبِّكَ أَمْ هُمُ ٱلْمُصَۣيْطِرُونَ
52:37 Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mı? Yoksa güç ve egemenlik sahibi onlar mı? - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:38 أَمْ لَهُمْ سُلَّمٌ يَسْتَمِعُونَ فِيهِ ۖ فَلْيَأْتِ مُسْتَمِعُهُم بِسُلْطَـٰنٍ مُّبِينٍ
52:38 Yoksa onlara özgü bir merdiven var da onun üzerinde mi dinliyorlar? Eğer böyleyse, dinleyenleri açık bir kanıt getirsin. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:39 أَمْ لَهُ ٱلْبَنَـٰتُ وَلَكُمُ ٱلْبَنُونَ
52:39 Yoksa kızlar O'na, oğullar size mi? - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:40 أَمْ تَسْـَٔلُهُمْ أَجْرًا فَهُم مِّن مَّغْرَمٍ مُّثْقَلُونَ
52:40 Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bir borç yüzünden onlar, yük altına mı giriyorlar? - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:41 أَمْ عِندَهُمُ ٱلْغَيْبُ فَهُمْ يَكْتُبُونَ
52:41 Yoksa gayb yanlarında da yazıp duruyorlar mı? - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:42 أَمْ يُرِيدُونَ كَيْدًا ۖ فَٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ هُمُ ٱلْمَكِيدُونَ
52:42 Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Doğrusu şu ki, o inkâr edenlerin kendileri tuzağa yakalanmışlardır. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:43 أَمْ لَهُمْ إِلَـٰهٌ غَيْرُ ٱللَّهِ ۚ سُبْحَـٰنَ ٱللَّهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ
52:43 Yoksa Allah'tan başka bir ilahları mı var? Uzaktır Allah, onların ortak koştuklarından. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:44 وَإِن يَرَوْا۟ كِسْفًا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ سَاقِطًا يَقُولُوا۟ سَحَابٌ مَّرْكُومٌ
52:44 Gökten bir parçanın düştüğünü görseler şöyle derler: "Üstüste yığılmış bulutlar!" - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:45 فَذَرْهُمْ حَتَّىٰ يُلَـٰقُوا۟ يَوْمَهُمُ ٱلَّذِى فِيهِ يُصْعَقُونَ
52:45 Bayılıp yere serilecekleri günlerine kavuşuncaya kadar bırak onları! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:46 يَوْمَ لَا يُغْنِى عَنْهُمْ كَيْدُهُمْ شَيْـًٔا وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ
52:46 O gün, tuzakları kendilerine bir yarar sağlamayacak; onlara yardım da edilmeyecek! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:47 وَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ عَذَابًا دُونَ ذَٰلِكَ وَلَـٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
52:47 Zulmedenler için bundan başka bir azap da vardır. Fakat onların çokları bilmiyorlar. - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:48 وَٱصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَإِنَّكَ بِأَعْيُنِنَا ۖ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ حِينَ تَقُومُ
52:48 Rabbinin hükmüne sabret! Kuşkusuz, sen bizim gözlerimizin önündesin. Kalktığında, Rabbinin hamdiyle tespih et! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)

52:49 وَمِنَ ٱلَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَإِدْبَـٰرَ ٱلنُّجُومِ
52:49 Gecenin bir bölümünde ve yıldızların ardından da O'nu tespih et! - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)