Selected
                        Original Text
                        
                    
                
                    
                        Yasar Nuri Ozturk
                        
                        
                        
                    
                
                Abdullah Yusuf Ali
Abdul Majid Daryabadi
Abul Ala Maududi
Ahmed Ali
Ahmed Raza Khan
A. J. Arberry
Ali Quli Qarai
Hasan al-Fatih Qaribullah and Ahmad Darwish
Mohammad Habib Shakir
Mohammed Marmaduke William Pickthall
Muhammad Sarwar
Muhammad Taqi-ud-Din al-Hilali and Muhammad Muhsin Khan
Safi-ur-Rahman al-Mubarakpuri
Saheeh International
Talal Itani
Transliteration
Wahiduddin Khan
                    بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
                
                
                    In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.
                
            
                    53:1
                    وَٱلنَّجْمِ إِذَا هَوَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:1
                    Yemin olsun inip çıktığı zaman yıldıza/fışkırıp çıktığı zaman çimene/süzülüp aktığı zaman Ülker Yıldızı'na/aşağı indiği zaman o parçalar halinde ağır ağır gelene,  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:2
                    مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمْ وَمَا غَوَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:2
                    Ki arkadaşınız ne saptı ne de azdı.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:3
                    وَمَا يَنطِقُ عَنِ ٱلْهَوَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    53:3
                    O; kuruntudan, keyfinden konuşmuyor.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:4
                    إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْىٌ يُوحَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:4
                    İndirilmiş bir vahiyden başkası değildir o.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:5
                    عَلَّمَهُۥ شَدِيدُ ٱلْقُوَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:5
                    Kuvvetleri çok müthiş olan belletip öğretti onu ona.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:6
                    ذُو مِرَّةٍ فَٱسْتَوَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:6
                    Akıl, güzellik ve güç sahibidir. Doğrulup dikildi.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:7
                    وَهُوَ بِٱلْأُفُقِ ٱلْأَعْلَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:7
                    En yüksek ufuktadır o.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:8
                    ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّىٰ
                
                
                
                
                
                    53:8
                    Sonra iyice yaklaştı ve sarktı,  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:9
                    فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:9
                    İki yayın beraberliği gibi, belki ondan da yakındı.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:10
                    فَأَوْحَىٰٓ إِلَىٰ عَبْدِهِۦ مَآ أَوْحَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:10
                    Böylece vahyetti kuluna vahyettiğini.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:11
                    مَا كَذَبَ ٱلْفُؤَادُ مَا رَأَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    53:11
                    Kalp yalanlamadı gördüğünü.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:12
                    أَفَتُمَـٰرُونَهُۥ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:12
                    Onun gördüğü şey hakkında kuşkuya düşüp onunla çekişiyor musunuz?  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:13
                    وَلَقَدْ رَءَاهُ نَزْلَةً أُخْرَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:13
                    Yemin olsun ki onu bir başka inişte de görmüştü.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:14
                    عِندَ سِدْرَةِ ٱلْمُنتَهَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:14
                    Son sınır ağacı, Sidretül Münteha yanında.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:15
                    عِندَهَا جَنَّةُ ٱلْمَأْوَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    53:15
                    O ağacın yanındadır sığınılacak bahçe.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:16
                    إِذْ يَغْشَى ٱلسِّدْرَةَ مَا يَغْشَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:16
                    O vakit kuşatıp sarıyordu Sidre'yi kuşatıp saran,  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:17
                    مَا زَاغَ ٱلْبَصَرُ وَمَا طَغَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:17
                    Göz ne kayıp şaştı ne azıp haddi aştı.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:18
                    لَقَدْ رَأَىٰ مِنْ ءَايَـٰتِ رَبِّهِ ٱلْكُبْرَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    53:18
                    Yemin olsun ki Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:19
                    أَفَرَءَيْتُمُ ٱللَّـٰتَ وَٱلْعُزَّىٰ
                
                
                
                
                
                    53:19
                    Gördünüz mü Uzza'yı, Lât'ı.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:20
                    وَمَنَوٰةَ ٱلثَّالِثَةَ ٱلْأُخْرَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    53:20
                    Ve ötekini, üçüncüsü olan Menât'ı.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:21
                    أَلَكُمُ ٱلذَّكَرُ وَلَهُ ٱلْأُنثَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:21
                    Erkek size, dişi Allah'a mı?  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:22
                    تِلْكَ إِذًا قِسْمَةٌ ضِيزَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    53:22
                    İşte bu, insafsız bir bölüştürme.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:23
                    إِنْ هِىَ إِلَّآ أَسْمَآءٌ سَمَّيْتُمُوهَآ أَنتُمْ وَءَابَآؤُكُم مَّآ أَنزَلَ ٱللَّهُ بِهَا مِن سُلْطَـٰنٍ ۚ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ وَمَا تَهْوَى ٱلْأَنفُسُ ۖ وَلَقَدْ جَآءَهُم مِّن رَّبِّهِمُ ٱلْهُدَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    53:23
                    Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka şeyler değildir. Onlar hakkında Allah bir kanıt indirmemiştir. Onlar, sadece sanıya, bir de nefislerin hoşlandığı şeylere uyuyorlar. Yemin olsun, onlara hidayet Rablerinden gelmiştir.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:24
                    أَمْ لِلْإِنسَـٰنِ مَا تَمَنَّىٰ
                
                
                
                
                
                    53:24
                    İnsan için, her özleyip hayal ettiği var mı acaba?  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:25
                    فَلِلَّهِ ٱلْـَٔاخِرَةُ وَٱلْأُولَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:25
                    Sonrası da öncesi de/âhiret de dünya da Allah'ındır.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:26
                    ۞ وَكَم مِّن مَّلَكٍ فِى ٱلسَّمَـٰوَٰتِ لَا تُغْنِى شَفَـٰعَتُهُمْ شَيْـًٔا إِلَّا مِنۢ بَعْدِ أَن يَأْذَنَ ٱللَّهُ لِمَن يَشَآءُ وَيَرْضَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    53:26
                    Göklerde nice melekler var ki, şefaatleri hiçbir işe yaramaz. Allah'ın, dilediği ve hoşnut olduğu kimseler için izin vermesinden sonraki durum müstesna.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:27
                    إِنَّ ٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِٱلْـَٔاخِرَةِ لَيُسَمُّونَ ٱلْمَلَـٰٓئِكَةَ تَسْمِيَةَ ٱلْأُنثَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:27
                    O âhirete inanmayanlar, meleklere mutlaka dişilerin adlarını takarlar.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:28
                    وَمَا لَهُم بِهِۦ مِنْ عِلْمٍ ۖ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ ۖ وَإِنَّ ٱلظَّنَّ لَا يُغْنِى مِنَ ٱلْحَقِّ شَيْـًٔا
                
                
                
                
                
                    53:28
                    Onların bu konuda hiçbir bilgisi yoktur. Yalnızca sanıya uyuyorlar. Sanı ise haktan hiçbir şey kazandırmaz.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:29
                    فَأَعْرِضْ عَن مَّن تَوَلَّىٰ عَن ذِكْرِنَا وَلَمْ يُرِدْ إِلَّا ٱلْحَيَوٰةَ ٱلدُّنْيَا
                
                
                
                
                
                    53:29
                    Bizim zikrimizden/Kur'an'ımızdan yüz çeviren ve iğreti dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimseden, sen de yüz çevir.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:30
                    ذَٰلِكَ مَبْلَغُهُم مِّنَ ٱلْعِلْمِ ۚ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ ٱهْتَدَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:30
                    Onların, ilimden ulaşacakları şey işte budur. Kuşkusuz, yolundan sapmış olanı Rabbin çok iyi bilir. Hidayet üzere yürüyeni de en iyi O bilir.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:31
                    وَلِلَّهِ مَا فِى ٱلسَّمَـٰوَٰتِ وَمَا فِى ٱلْأَرْضِ لِيَجْزِىَ ٱلَّذِينَ أَسَـٰٓـُٔوا۟ بِمَا عَمِلُوا۟ وَيَجْزِىَ ٱلَّذِينَ أَحْسَنُوا۟ بِٱلْحُسْنَى
                
                
                
                
                
                    53:31
                    Göklerde ne var yerde ne varsa Allah'ındır. Bu, Allah'ın; yaptıklarıyla kötülük sergileyenleri cezalandırması, güzel davranıp güzel düşünenleri de güzellikle ödüllendirmesi içindir.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:32
                    ٱلَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَـٰٓئِرَ ٱلْإِثْمِ وَٱلْفَوَٰحِشَ إِلَّا ٱللَّمَمَ ۚ إِنَّ رَبَّكَ وَٰسِعُ ٱلْمَغْفِرَةِ ۚ هُوَ أَعْلَمُ بِكُمْ إِذْ أَنشَأَكُم مِّنَ ٱلْأَرْضِ وَإِذْ أَنتُمْ أَجِنَّةٌ فِى بُطُونِ أُمَّهَـٰتِكُمْ ۖ فَلَا تُزَكُّوٓا۟ أَنفُسَكُمْ ۖ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ ٱتَّقَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    53:32
                    Öyle kişilerdir ki onlar, günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınırlar. Bazı küçük sürçmeler hariç. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin affı geniş olandır. Sizi en iyi bilen O'dur: Hem sizi topraktan oluşturduğu zaman hem de annelerinizin karınlarında ceninler halinde bulunduğunuz zaman. O halde kendi kendinizi temize çıkmış göstermeyin; kimin sakındığını en iyi bilen O'dur.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:33
                    أَفَرَءَيْتَ ٱلَّذِى تَوَلَّىٰ
                
                
                
                
                
                    53:33
                    O yüz geri döneni gördün mü?  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:34
                    وَأَعْطَىٰ قَلِيلًا وَأَكْدَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    53:34
                    Azıcık verdi, sona inatla sıkıca tuttu.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:35
                    أَعِندَهُۥ عِلْمُ ٱلْغَيْبِ فَهُوَ يَرَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    53:35
                    Gaybın bilgisi onun yanında da o mu görüyor?  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:36
                    أَمْ لَمْ يُنَبَّأْ بِمَا فِى صُحُفِ مُوسَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:36
                    Yoksa haber verilmedi mi ona, Mûsa'nın sayfalarındakiler?  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:37
                    وَإِبْرَٰهِيمَ ٱلَّذِى وَفَّىٰٓ
                
                
                
                
                
                    53:37
                    Ve o çok vefalı İbrahim'in sayfalarındakiler...  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:38
                    أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:38
                    Gerçek şu ki, hiçbir günahkâr bir başka günahkârın yükünü sırtlamaz.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:39
                    وَأَن لَّيْسَ لِلْإِنسَـٰنِ إِلَّا مَا سَعَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:39
                    Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:40
                    وَأَنَّ سَعْيَهُۥ سَوْفَ يُرَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:40
                    Ve onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:41
                    ثُمَّ يُجْزَىٰهُ ٱلْجَزَآءَ ٱلْأَوْفَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:41
                    Sonra karşılığı kendisine hiç eksiksiz verilecektir.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:42
                    وَأَنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلْمُنتَهَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:42
                    Hiç kuşkusuz, son varış Rabbinedir.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:43
                    وَأَنَّهُۥ هُوَ أَضْحَكَ وَأَبْكَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:43
                    Hiç kuşkusuz, güldüren de O'dur, ağlatan da...  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:44
                    وَأَنَّهُۥ هُوَ أَمَاتَ وَأَحْيَا
                
                
                
                
                
                    53:44
                    Hiç kuşkusuz, öldüren de O'dur, dirilten de...  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:45
                    وَأَنَّهُۥ خَلَقَ ٱلزَّوْجَيْنِ ٱلذَّكَرَ وَٱلْأُنثَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:45
                    Hiç kuşkusuz, iki çifti, erkeği ve dişiyi yaratan O'dur;  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:46
                    مِن نُّطْفَةٍ إِذَا تُمْنَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:46
                    Meni halinde atıldığı zaman bir spermden...  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:47
                    وَأَنَّ عَلَيْهِ ٱلنَّشْأَةَ ٱلْأُخْرَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:47
                    Hiç kuşkusuz, o ikinci oluşum da O'nun işidir.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:48
                    وَأَنَّهُۥ هُوَ أَغْنَىٰ وَأَقْنَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:48
                    Hiç kuşkusuz, zenginlik veren de O'dur, nimete boğan da...  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:49
                    وَأَنَّهُۥ هُوَ رَبُّ ٱلشِّعْرَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:49
                    Hiç kuşkusuz, Şi'ra yıldızının/şuurlanmanın Rabbi de O'dur.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:50
                    وَأَنَّهُۥٓ أَهْلَكَ عَادًا ٱلْأُولَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:50
                    Hiç kuşkusuz, daha önceden gelmiş olan Âd'ı helâk etti.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:51
                    وَثَمُودَا۟ فَمَآ أَبْقَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:51
                    Semûd'u da. Böylece geriye bir şey bırakmadı.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:52
                    وَقَوْمَ نُوحٍ مِّن قَبْلُ ۖ إِنَّهُمْ كَانُوا۟ هُمْ أَظْلَمَ وَأَطْغَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:52
                    Daha önce de Nûh kavmini. Çünkü onlar, evet onlar zulmettiler, azdılar.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:53
                    وَٱلْمُؤْتَفِكَةَ أَهْوَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:53
                    Altı üstüne gelmiş kentleri de yere geçirdi O.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:54
                    فَغَشَّىٰهَا مَا غَشَّىٰ
                
                
                
                
                
                    53:54
                    Sarıp doladı onlara, sarıp doladığını.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:55
                    فَبِأَىِّ ءَالَآءِ رَبِّكَ تَتَمَارَىٰ
                
                
                
                
                
                    53:55
                    Peki, Rabbinin nimetlerinden hangisinde kuşkuya düşüyorsun?  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:56
                    هَـٰذَا نَذِيرٌ مِّنَ ٱلنُّذُرِ ٱلْأُولَىٰٓ
                
                
                
                
                
                    53:56
                    Bu da ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:57
                    أَزِفَتِ ٱلْـَٔازِفَةُ
                
                
                
                
                
                    53:57
                    Yaklaşmakta/yaklaşacak olan yaklaştı.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:58
                    لَيْسَ لَهَا مِن دُونِ ٱللَّهِ كَاشِفَةٌ
                
                
                
                
                
                    53:58
                    Onu Allah'tan başka kaldıracak/uzaklaştıracak yok.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:59
                    أَفَمِنْ هَـٰذَا ٱلْحَدِيثِ تَعْجَبُونَ
                
                
                
                
                
                    53:59
                    Şimdi siz bu sözden mi hayrete düşüyorsunuz?  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:60
                    وَتَضْحَكُونَ وَلَا تَبْكُونَ
                
                
                
                
                
                    53:60
                    Gülüyorsunuz, ağlamıyorsunuz.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:61
                    وَأَنتُمْ سَـٰمِدُونَ
                
                
                
                
                
                    53:61
                    Ve siz, kibirlenip kafa tutarak sersemce somurtuyorsunuz.  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)
                
                
                
                
                
                    53:62
                    فَٱسْجُدُوا۟ لِلَّهِ وَٱعْبُدُوا۟ ۩
                
                
                
                
                
                    53:62
                    Artık Allah için secdeye kapanın, ibadet edin/iş yapıp değer üretin!  - Yasar Nuri Ozturk (Turkish)