Selected
                        Original Text
                        
                    
                
                    
                        Diyanet Vakfi
                        
                        
                        
                    
                
                Abdullah Yusuf Ali
Abdul Majid Daryabadi
Abul Ala Maududi
Ahmed Ali
Ahmed Raza Khan
A. J. Arberry
Ali Quli Qarai
Hasan al-Fatih Qaribullah and Ahmad Darwish
Mohammad Habib Shakir
Mohammed Marmaduke William Pickthall
Muhammad Sarwar
Muhammad Taqi-ud-Din al-Hilali and Muhammad Muhsin Khan
Safi-ur-Rahman al-Mubarakpuri
Saheeh International
Talal Itani
Transliteration
Wahiduddin Khan
                    بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
                
                
                    In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.
                
            
                    81:1
                    إِذَا ٱلشَّمْسُ كُوِّرَتْ
                
                
                
                
                
                    81:1
                    Güneş katlanıp dürüldüğünde,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:2
                    وَإِذَا ٱلنُّجُومُ ٱنكَدَرَتْ
                
                
                
                
                
                    81:2
                    Yıldızlar (kararıp) döküldüğünde,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:3
                    وَإِذَا ٱلْجِبَالُ سُيِّرَتْ
                
                
                
                
                
                    81:3
                    Dağlar (sallanıp) yürütüldüğünde,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:4
                    وَإِذَا ٱلْعِشَارُ عُطِّلَتْ
                
                
                
                
                
                    81:4
                    Gebe develer salıverildiğinde,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:5
                    وَإِذَا ٱلْوُحُوشُ حُشِرَتْ
                
                
                
                
                
                    81:5
                    Vahşi hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:6
                    وَإِذَا ٱلْبِحَارُ سُجِّرَتْ
                
                
                
                
                
                    81:6
                    Denizler kaynatıldığında,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:7
                    وَإِذَا ٱلنُّفُوسُ زُوِّجَتْ
                
                
                
                
                
                    81:7
                    Ruhlar (bedenlerle) birleştirildiğinde,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:8
                    وَإِذَا ٱلْمَوْءُۥدَةُ سُئِلَتْ
                
                
                
                
                
                    81:8
                    Diri diri toprağa gömülen kıza, sorulduğunda,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:9
                    بِأَىِّ ذَنۢبٍ قُتِلَتْ
                
                
                
                
                
                    81:9
                    "Hangi günah sebebiyle öldürüldü? diye.  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:10
                    وَإِذَا ٱلصُّحُفُ نُشِرَتْ
                
                
                
                
                
                    81:10
                    (Amellerin yazılı olduğu) defterler açıldığında,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:11
                    وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ كُشِطَتْ
                
                
                
                
                
                    81:11
                    Gökyüzü sıyrılıp alındığında,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:12
                    وَإِذَا ٱلْجَحِيمُ سُعِّرَتْ
                
                
                
                
                
                    81:12
                    Cehennem tutuşturulduğunda,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:13
                    وَإِذَا ٱلْجَنَّةُ أُزْلِفَتْ
                
                
                
                
                
                    81:13
                    Ve cennet yaklaştırıldığında,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:14
                    عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّآ أَحْضَرَتْ
                
                
                
                
                
                    81:14
                    Kişi neler getirdiğini öğrenmiş olacaktır.  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:15
                    فَلَآ أُقْسِمُ بِٱلْخُنَّسِ
                
                
                
                
                
                    81:15
                    Şimdi yemin ederim o sinenlere,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:16
                    ٱلْجَوَارِ ٱلْكُنَّسِ
                
                
                
                
                
                    81:16
                    O akıp akıp yuvasına gidenlere,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:17
                    وَٱلَّيْلِ إِذَا عَسْعَسَ
                
                
                
                
                
                    81:17
                    Kararmaya yüz tuttuğunda geceye andolsun,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:18
                    وَٱلصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ
                
                
                
                
                
                    81:18
                    Ağarmaya başladığında sabaha andolsun ki,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:19
                    إِنَّهُۥ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ
                
                
                
                
                
                    81:19
                    O (Kur'an), şüphesiz değerli, bir elçinin (Cebrail'in) getirdiği sözdür.  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:20
                    ذِى قُوَّةٍ عِندَ ذِى ٱلْعَرْشِ مَكِينٍ
                
                
                
                
                
                    81:20
                    O elçi güçlü, Arş'ın sahibi (Allah'ın) katında çok itibarlıdır.  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:21
                    مُّطَاعٍ ثَمَّ أَمِينٍ
                
                
                
                
                
                    81:21
                    O orada sayılan, güvenilen (bir elçi) dir.  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:22
                    وَمَا صَاحِبُكُم بِمَجْنُونٍ
                
                
                
                
                
                    81:22
                    Arkadaşınız (Muhammed) de mecnun değildir.  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:23
                    وَلَقَدْ رَءَاهُ بِٱلْأُفُقِ ٱلْمُبِينِ
                
                
                
                
                
                    81:23
                    Andolsun ki, onu (Cebrail'i) apaçık ufukta görmüştür.  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:24
                    وَمَا هُوَ عَلَى ٱلْغَيْبِ بِضَنِينٍ
                
                
                
                
                
                    81:24
                    O, gaybın bilgilerini (sizden) esirgemez.  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:25
                    وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَـٰنٍ رَّجِيمٍ
                
                
                
                
                
                    81:25
                    O lanetlenmiş şeytanın sözü de değildir.  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:26
                    فَأَيْنَ تَذْهَبُونَ
                
                
                
                
                
                    81:26
                    Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:27
                    إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَـٰلَمِينَ
                
                
                
                
                
                    81:27
                    O, herkes için, bir öğüttür,  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:28
                    لِمَن شَآءَ مِنكُمْ أَن يَسْتَقِيمَ
                
                
                
                
                
                    81:28
                    Sizden doğru yolda gitmek isteyenler için de.  - Diyanet Vakfi (Turkish)
                
                
                
                
                
                    81:29
                    وَمَا تَشَآءُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُ رَبُّ ٱلْعَـٰلَمِينَ
                
                
                
                
                
                    81:29
                    Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.  - Diyanet Vakfi (Turkish)