Selected
                        Original Text
                        
                    
                
                    
                        Diyanet Isleri
                        
                        
                        
                    
                
                Abdullah Yusuf Ali
Abdul Majid Daryabadi
Abul Ala Maududi
Ahmed Ali
Ahmed Raza Khan
A. J. Arberry
Ali Quli Qarai
Hasan al-Fatih Qaribullah and Ahmad Darwish
Mohammad Habib Shakir
Mohammed Marmaduke William Pickthall
Muhammad Sarwar
Muhammad Taqi-ud-Din al-Hilali and Muhammad Muhsin Khan
Safi-ur-Rahman al-Mubarakpuri
Saheeh International
Talal Itani
Transliteration
Wahiduddin Khan
                    بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
                
                
                    In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.
                
            
                    100:1
                    وَٱلْعَـٰدِيَـٰتِ ضَبْحًا
                
                
                
                
                
                    100:1
                    And olsun Allah yolunda koştukça koşanlara;  - Diyanet Isleri (Turkish)
                
                
                
                
                
                    100:2
                    فَٱلْمُورِيَـٰتِ قَدْحًا
                
                
                
                
                
                    100:2
                    And olsun kıvılcımlar saçanlara;  - Diyanet Isleri (Turkish)
                
                
                
                
                
                    100:3
                    فَٱلْمُغِيرَٰتِ صُبْحًا
                
                
                
                
                
                    100:3
                    Sabah sabah akına çıkanlara;  - Diyanet Isleri (Turkish)
                
                
                
                
                
                    100:4
                    فَأَثَرْنَ بِهِۦ نَقْعًا
                
                
                
                
                
                    100:4
                    Ve tozu dumana katanlara;  - Diyanet Isleri (Turkish)
                
                
                
                
                
                    100:5
                    فَوَسَطْنَ بِهِۦ جَمْعًا
                
                
                
                
                
                    100:5
                    Düşman topluluğunun içine dalanlara ki:  - Diyanet Isleri (Turkish)
                
                
                
                
                
                    100:6
                    إِنَّ ٱلْإِنسَـٰنَ لِرَبِّهِۦ لَكَنُودٌ
                
                
                
                
                
                    100:6
                    İnsan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.  - Diyanet Isleri (Turkish)
                
                
                
                
                
                    100:7
                    وَإِنَّهُۥ عَلَىٰ ذَٰلِكَ لَشَهِيدٌ
                
                
                
                
                
                    100:7
                    Doğrusu kendisi de bunların hepsine şahittir.  - Diyanet Isleri (Turkish)
                
                
                
                
                
                    100:8
                    وَإِنَّهُۥ لِحُبِّ ٱلْخَيْرِ لَشَدِيدٌ
                
                
                
                
                
                    100:8
                    Gerçekten mala da pek düşkündür.  - Diyanet Isleri (Turkish)
                
                
                
                
                
                    100:9
                    ۞ أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِى ٱلْقُبُورِ
                
                
                
                
                
                    100:9
                    İnsan, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve kalblerde olanların ortaya konulacağı bir zamanın geleceğini bilmez mi?  - Diyanet Isleri (Turkish)
                
                
                
                
                
                    100:10
                    وَحُصِّلَ مَا فِى ٱلصُّدُورِ
                
                
                
                
                
                    100:10
                    İnsan, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve kalblerde olanların ortaya konulacağı bir zamanın geleceğini bilmez mi?  - Diyanet Isleri (Turkish)
                
                
                
                
                
                    100:11
                    إِنَّ رَبَّهُم بِهِمْ يَوْمَئِذٍ لَّخَبِيرٌۢ
                
                
                
                
                
                    100:11
                    Doğrusu Rableri o gün onların her şeyinden haberdardır.  - Diyanet Isleri (Turkish)