Selected

Original Text
Suleyman Ates

Available Translations

76 Al-'Insān ٱلْإِنْسَان

< Previous   31 Āyah   The Man      Next >  

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
In the name of Allah, Most Gracious, Most Merciful.

76:1 هَلْ أَتَىٰ عَلَى ٱلْإِنسَـٰنِ حِينٌ مِّنَ ٱلدَّهْرِ لَمْ يَكُن شَيْـًٔا مَّذْكُورًا
76:1 İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir süre geçmedi mi? - Suleyman Ates (Turkish)

76:2 إِنَّا خَلَقْنَا ٱلْإِنسَـٰنَ مِن نُّطْفَةٍ أَمْشَاجٍ نَّبْتَلِيهِ فَجَعَلْنَـٰهُ سَمِيعًۢا بَصِيرًا
76:2 Doğrusu biz insanı, imtihan etmek için karışık bir nutfeden yarattık da onu işitici, görücü yaptık. - Suleyman Ates (Turkish)

76:3 إِنَّا هَدَيْنَـٰهُ ٱلسَّبِيلَ إِمَّا شَاكِرًا وَإِمَّا كَفُورًا
76:3 Biz ona yolu gösterdik: Ya şükredici veya nankör olur. - Suleyman Ates (Turkish)

76:4 إِنَّآ أَعْتَدْنَا لِلْكَـٰفِرِينَ سَلَـٰسِلَا۟ وَأَغْلَـٰلًا وَسَعِيرًا
76:4 Biz, kafirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırlamışızdır. - Suleyman Ates (Turkish)

76:5 إِنَّ ٱلْأَبْرَارَ يَشْرَبُونَ مِن كَأْسٍ كَانَ مِزَاجُهَا كَافُورًا
76:5 İyiler de, karışımı kafur olan bir kadehten içerler. - Suleyman Ates (Turkish)

76:6 عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ ٱللَّهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْجِيرًا
76:6 Bir kaynak ki Allah'ın kulları ondan içerler, (istedikleri yere de) fışkırtarak akıtırlar. - Suleyman Ates (Turkish)

76:7 يُوفُونَ بِٱلنَّذْرِ وَيَخَافُونَ يَوْمًا كَانَ شَرُّهُۥ مُسْتَطِيرًا
76:7 Adaklarını yerine getirirler ve şerri salgın olan bir günden korkarlar. - Suleyman Ates (Turkish)

76:8 وَيُطْعِمُونَ ٱلطَّعَامَ عَلَىٰ حُبِّهِۦ مِسْكِينًا وَيَتِيمًا وَأَسِيرًا
76:8 Yosula, yetime ve esire sevdikleri yemeği yedirirler: - Suleyman Ates (Turkish)

76:9 إِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ ٱللَّهِ لَا نُرِيدُ مِنكُمْ جَزَآءً وَلَا شُكُورًا
76:9 Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz, sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz. - Suleyman Ates (Turkish)

76:10 إِنَّا نَخَافُ مِن رَّبِّنَا يَوْمًا عَبُوسًا قَمْطَرِيرًا
76:10 Çünkü biz suratsız, çok katı bir gün(ün azabın)dan ötürü Rabbimizden korkarız. (derler). - Suleyman Ates (Turkish)

76:11 فَوَقَىٰهُمُ ٱللَّهُ شَرَّ ذَٰلِكَ ٱلْيَوْمِ وَلَقَّىٰهُمْ نَضْرَةً وَسُرُورًا
76:11 Allah da onları, o günün şerrinden korumuş, onlar(ın yüzlerin)e parlaklık ve (gönüllerine) sevinç vermiştir. - Suleyman Ates (Turkish)

76:12 وَجَزَىٰهُم بِمَا صَبَرُوا۟ جَنَّةً وَحَرِيرًا
76:12 Sabrettiklerinden dolayı onları cennet ve ipekle ödüllendirmiştir! - Suleyman Ates (Turkish)

76:13 مُّتَّكِـِٔينَ فِيهَا عَلَى ٱلْأَرَآئِكِ ۖ لَا يَرَوْنَ فِيهَا شَمْسًا وَلَا زَمْهَرِيرًا
76:13 Orada divanlar üzerinde yastıklara dayanırlar. Orada ne (yakıcı) güneş görürler, ne de dondurucu soğuk. - Suleyman Ates (Turkish)

76:14 وَدَانِيَةً عَلَيْهِمْ ظِلَـٰلُهَا وَذُلِّلَتْ قُطُوفُهَا تَذْلِيلًا
76:14 Cennetin gölgeleri, üzerlerine yaklaşmış, meyvaları da aşağı eğdirildikçe eğdirilmiştir. - Suleyman Ates (Turkish)

76:15 وَيُطَافُ عَلَيْهِم بِـَٔانِيَةٍ مِّن فِضَّةٍ وَأَكْوَابٍ كَانَتْ قَوَارِيرَا۠
76:15 Yanlarında gümüş kablar, billur kupalar dolaştırılır. - Suleyman Ates (Turkish)

76:16 قَوَارِيرَا۟ مِن فِضَّةٍ قَدَّرُوهَا تَقْدِيرًا
76:16 Öyle gümüş kadehler ki onları istedikleri ölçüde takdir etmişlerdir (istedikleri kadar içki alırlar). - Suleyman Ates (Turkish)

76:17 وَيُسْقَوْنَ فِيهَا كَأْسًا كَانَ مِزَاجُهَا زَنجَبِيلًا
76:17 Onlara orada, karışımı zencefil olan kadehten içirilir. - Suleyman Ates (Turkish)

76:18 عَيْنًا فِيهَا تُسَمَّىٰ سَلْسَبِيلًا
76:18 Bir çeşme ki adına Selsebil denir. - Suleyman Ates (Turkish)

76:19 ۞ وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَٰنٌ مُّخَلَّدُونَ إِذَا رَأَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤًا مَّنثُورًا
76:19 Çevrelerinde de (öyle) ölümsüz gençler dolaşır ki, onları görsen, kendilerini saçılmış inci sanırsın. - Suleyman Ates (Turkish)

76:20 وَإِذَا رَأَيْتَ ثَمَّ رَأَيْتَ نَعِيمًا وَمُلْكًا كَبِيرًا
76:20 Orada nereye baksan, bir ni'met ve büyük bir mülk görürsün. - Suleyman Ates (Turkish)

76:21 عَـٰلِيَهُمْ ثِيَابُ سُندُسٍ خُضْرٌ وَإِسْتَبْرَقٌ ۖ وَحُلُّوٓا۟ أَسَاوِرَ مِن فِضَّةٍ وَسَقَىٰهُمْ رَبُّهُمْ شَرَابًا طَهُورًا
76:21 (Cennet ehlinin) Üstlerinde yeşil ipekten ince ve kalın giysiler var. Gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz bir içki içirmiş(ve şöyle demiş)tir: - Suleyman Ates (Turkish)

76:22 إِنَّ هَـٰذَا كَانَ لَكُمْ جَزَآءً وَكَانَ سَعْيُكُم مَّشْكُورًا
76:22 Bu, sizin ödülünüzdür. Çalışmanızın karşılığı verilmiştir! - Suleyman Ates (Turkish)

76:23 إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ ٱلْقُرْءَانَ تَنزِيلًا
76:23 Muhakkak Biziz, Biz ki sana Kur'an'ı parça parça indirdik. - Suleyman Ates (Turkish)

76:24 فَٱصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تُطِعْ مِنْهُمْ ءَاثِمًا أَوْ كَفُورًا
76:24 O halde Rabbinin hükmüne sabret ve onlardan hiçbir günahkara, yahut nanköre ita'at etme. - Suleyman Ates (Turkish)

76:25 وَٱذْكُرِ ٱسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَأَصِيلًا
76:25 Sabah akşam Rabbinin adını an. - Suleyman Ates (Turkish)

76:26 وَمِنَ ٱلَّيْلِ فَٱسْجُدْ لَهُۥ وَسَبِّحْهُ لَيْلًا طَوِيلًا
76:26 Gecenin bir bölümünde O'na secde et ve geceleyin uzun zaman O'nu tesbih eyle (şanının yüceliğini an)! - Suleyman Ates (Turkish)

76:27 إِنَّ هَـٰٓؤُلَآءِ يُحِبُّونَ ٱلْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَآءَهُمْ يَوْمًا ثَقِيلًا
76:27 Bunlar, şu çabuk(geçen dünyay)ı seviyorlar da ötelerindeki ağır bir günü bırakıyorlar. - Suleyman Ates (Turkish)

76:28 نَّحْنُ خَلَقْنَـٰهُمْ وَشَدَدْنَآ أَسْرَهُمْ ۖ وَإِذَا شِئْنَا بَدَّلْنَآ أَمْثَـٰلَهُمْ تَبْدِيلًا
76:28 Biz onları yarattık, yapılarını sıkıca bağladık. Dilediğimiz zaman onları benzerleriyle değiştiririz. - Suleyman Ates (Turkish)

76:29 إِنَّ هَـٰذِهِۦ تَذْكِرَةٌ ۖ فَمَن شَآءَ ٱتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ سَبِيلًا
76:29 Bu bir öğüttür. Dileyen, Rabbine varan yolu tutar. - Suleyman Ates (Turkish)

76:30 وَمَا تَشَآءُونَ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ كَانَ عَلِيمًا حَكِيمًا
76:30 Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. - Suleyman Ates (Turkish)

76:31 يُدْخِلُ مَن يَشَآءُ فِى رَحْمَتِهِۦ ۚ وَٱلظَّـٰلِمِينَ أَعَدَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًۢا
76:31 Dilediğini rahmetine sokar. Zalimlere gelince, onlar için acı bir azab hazırlamıştır. - Suleyman Ates (Turkish)